“Bitkisel ilaç en çok saç dökülmesini önlemek için kullanılıyor”

12 Mayıs 2014 17:06

Türkiye'de bitkisel tedaviye en çok saç dökülmesi sorununun çözümü için başvuruluyor. En çok incelenen tıbbi bitki ise ısırgan otu. Hacettepe Üniversitesi Biyokimya Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Akyol'a göre hekim, bitkisel ilaçların neye yaradığını bilmeli.

Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) ev sahipliğinde Barida Hotel’de düzenlenen 2. Uluslararası Tıp Öğrenci Kongresi'nde Hacettepe Üniversitesi Biyokimya  Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Akyol, Türkiye’de Güncel Fitoterapi Uygulamaları başlıklı sunum yaptı. Akyol'un verdiği bilgilere göre Türkiye'de bitkisel ilaçlar en çok saç dökülmesine çare olarak kullanılıyor. Saç dökülmesinden sonra bitkisel ilaçla hemeroid tedavisi ikinci sırada yer alıyor. Ülser ve gastrit ise üçüncü sırada. İlk onluk dilim içinde bitkisel ilaçlar en çok cilt bakımı, kısırlık, obezite, romatizma, kabızlık, uykusuzluk  ve kanser hastalıklarının tedavisi için kullanılıyor.

EN ÇOK ISIRGAN OTU İNCELENİYOR

Türkiye'den en sık  incelenen tıbbi bitkiler ısırgan otu. İkinci sırada sarı kantaron, üçüncü sırada biberiye bitkisi yer alıyor. Yine ilk 10'luk dilim içinde en çok incelenen  tıbbi bitkiler  adaçayı, alıç, oğul otu, kekik, kapari, papatya, tarçın olarak sıralanıyor.

BAKANLIĞIN İZİN VERDİĞİ BİTKİSEL

 İLAÇLARDA ZARARLI MADDE YOK

Prof. Dr. Ömer Akyol, hekimlerin bitkisel ilaçlarla ilgili kafa karışıklıklarının olduğunu belirterek, "En çok duyduğumuz şey bunların karaciğer enzimlerini yükseltmesi.  Böbrekten doğrudan atılmıyorsa karaciğer enzimlerini yükseltmeyen tek  bir ilaç yok. Gıda Tarım Bakanlığı içinde  yüzlerce uzman var. Onların görevlerinden biri zararlı ve yararlı bitki sınıflamasını yapmak. Bir firma bitkisel üretim yapacağı zaman Bakanlığa  müracaat ediyor.  Zararlı bitki varsa zaten ona izin verilmiyor.Resmi olarak piyasaya çıkmış bakanlık izni verilmiş bitkisel ilaçlarda  zararlı bir madde yoktur. Artık Sağlık Bakanlığı da devrede bazı kurullar oluşturuldu. Zamanı gelince hepsi kontrol altına alınacak" diye konuştu.

HEKİM BİTKİSEL TEDAVİYİ BİLMEK ZORUNDA  

 Hekimin  bitkisel tedavi uygulamalarını bilmek zorunda olduğunu kaydeden Akyol, "  Hastaya faydası, Türkiye ekonomisine faydası ve düzgün ürünler kullanmamız için bu şart.  Bu konuda bilinçli olup hastayı bilgilendirmesi gerekiyor. Eğer hekim karşıysa buna, o durumda hasta kullandığı bitkileri söylemiyor. Hekim karşı olmadığını hissettirmeli, hasta da kullandığı  bitkileri söylemeli. Hekim de onu doğru yönlendirmeli,  O bitkiyi kullanma şunlarla etkileşip  sana zararı olabilir diyebilmeli" ifadesinde bulundu. 

BİTKİLER DÜŞMAN DEĞİL

 Hiçbir ilaç formülünün birinin rüyasında görerek  sabah kalkmasıyla ortaya çıkmadığına vurgu yapan Akyol, "Bunların hepsinin başlangıcı bitkilerdir. Bitkiler düşman değildir. Aspirinin hammaddesi söğüt ağacının kabuğundan üretilir. Kimyasal olarak ürettiğinizle doğal olanın bir farkı yok. Şartlı bakmamak gerekir. Bitkiler gerçekten etkili. Kardiyolojide alıç ve oğul otu  kullanılıyor. Bilimsel olarak bunlarla ilgili bir çok araştırma var. Diyabette mersin, çörek otu, yoğun şekilde kullanılmakta. KBB'de ekinezya kullanılıyor. Ürülojide cinseng, arı sütü, havlıcan, kanserde zakkum. Psikiyatride kedi otu kökü yoğun olarak kullanılıyor" dedi.   Akyol, Türk kimyasal ilaçlarının yarısının doğal kökenli hammaddelerin sentetik olarak üretilmesiyle elde edildiğini belirterek, "Yüzde 25'i doğrudan bitkilerden elde ediliyor. Halen dünyada120'den fazla etken maddesi bitki olan ilaç üretilmekte" bilgisini verdi.       

 

 

Bu haber 720 kez okunmuştur.
  Yükleniyor...