Isparta için durum iç açıcı değil

10 Haziran 2014 17:28

SDÜ bünyesinde oluşturulan Isparta Meyveciliği (elma-kiraz) ve Tarımsal Ürünlerde Hasat Kayıpları komisyonu, çalışma raporlarını tamamladı. Raporlara göre yaş elma ihracatımız “Satamıyoruz!” denecek kadar az. Buna en büyük etken ilaç kalıntısı ile girdi maliyetleri. Hasat kayıpları konusunda ise en ürkütücü veri biçerdöverlerin yüzde 65’den fazlasının hasada uygun olmaması.

Prof. Dr. Mehmet Atilla Aşkın, Prof. Dr. Hüseyin Zengin, Doç. Dr. Mevlüt Gül, Doç. Dr Bekir Şan, Doç. Dr. Fatma Yıldırım, Doç. Dr. Adnan Yıldırım ve Doç. Dr. Hülya Özgönen’in görev aldığı Isparta Meyveciliği ile Doç. Dr. Deniz Yılmaz, Prof. Dr. Kamil Ekinci, Prof. Dr. A. Kamil Bayhan, Doç. Dr. Davut Akbolat, Doç. Dr. Recep Külcü, Doç. Dr. Tufan Bal, Doç. Dr. Serkan Boyar ve Yrd. Doç. Dr. Sevil Karaaslan’ın görev aldığı Tarımsal Ürünlerde Hasat Kayıpları Komisyonu Isparta’nın tarımını enine boyuna masaya yatırdı. Tamamlanan çalışma raporlarında ilimiz için hiç de iyi sonuçlar ortaya çıkmadı.

MEYVECİLİKTE BİZİ İLAÇ KALINTILARI VURUYOR!

Meyvecilik komisyonunda en dikkat çeken husus meyvelerde kullandığımız aşırı ilaç. Bu ilaçların oluşturduğu kalıntılar ihracat yapmakta elimizi kolumuzu bağlıyor. Bir diğer husus ise diğer devletlerin modern tarım sayesinde girdi maliyetlerini en aza indirerek rekabet ortamında ayakta kalmaları. Bu arada tarımsal ürünlerde hasat kayıpları konusunda da biçerdöverlerle başımız dertte. Komisyon raporunun verilerine göre biçerdöverlerin yüzde 65’i hasat yapmaya uygun değil. Özellikle günümüzde tarım alanlarının azlığı dikkate alındığında tek bir danenin bile önemli olduğu bu ortada sıkıntının büyük olduğu vurgulandı. İşte komisyon raporlarından çarpıcı veriler;

ISPARTA MEYVECİLİĞİ (ELMA-KİRAZ) KOMİSYONU

“Sadece Isparta elmacılığının değil tüm Türkiye elmacılığının sorunu elmalarımızı yurt dışına satmakta zorlanmamızdır. Yaş elma ihracatımız 80 bin ton civarındadır ki bu hiç satamıyoruz anlamına gelmektedir. Komşumuz Rusya Federasyonu her yıl 1,200 milyon ton elma ithal etmektedir. Bu ithalatı başta Polonya olmak üzere Moldova, Sırbistan ve Çin’den yapmaktadır. Bu ülkeleri tercih etmelerinin sebebi politik ilişkiler yanında ucuza satın alabilmeleridir. Çin haricinde, sayılan diğer ülkeler, yetiştiricilik sistemlerini modern yetiştirme tekniklerine göre kurmuşlar ve bizden çok daha ucuza maliyetlerle elma yetiştirebilmektedirler. Fakültemizin tüm ayrıntılarını anlatabileceği bu tekniklerle üretim maliyetini düşürerek elma yetiştiriciliği yapmak mümkündür.

İHRACAT YAPAMAMAMIZDAKİ EN BÜYÜK PROBLEM İLAÇ KALINTISI!

Elmanın yurt dışına pazarlanmasında engel en önemli ikinci husus ilaç kalıntısıdır. Ispartalı üreticilerin elma iç kurdu ve karaleke hastalıklarına karşı meyve üretim döneminde 22 – 28 defa ilaç kullandıkları bir gerçektir. Tüm Fransa’da elma iç kurduna karşı kullanılan ilaç sayısı 0 (sıfır)dır. Fransızlar iç kurduna karşı feremon ve tuzaklarla savaşmakta ve hiç kimyasal ilaç kullanmamaktadırlar. Bu konuda da fakültemiz en üst düzeyde donanıma sahiptir ve ilaç kullanmadan savaşmanın yollarını tekrar tekrar anlatmaktan hiç sıkılmayacaktır.

PİYASA DEĞERİ YÜKSEK YENİ ÇEŞİTLER ÜRETMELİYİZ

Elma yetiştiriciliğinde diğer bir hususta çeşitliliktir. Artık demode olmuş çeşitler yerine piyasa değeri yüksek yeni çeşitlerin yetiştirilmesi gerekmektedir. Bu konuda da fakültemiz gereken destekleri verebilecek durumdadır. Bir diğer konu elmanın daha uzun sürelerde kalitesinden ödün vermeden depolanabilmesidir. Bunun için kontrollü atmosferli ve dinamik kontrollü atmosferli depoların sayılarının artması gerekmektedir. Bu depoların planlanması ve yönetimi konusunda da fakültemiz üst düzey alt yapıya sahiptir.

KİRAZ DA İLAÇ KALINTISI VE TEK ÇEŞİTLE

YOLA ÇIKILMASI EN BÜYÜK SORUNUMUZ

Öte yandan Isparta kiraz yetiştiriciliğinin temel iki sorunu vardır. Birincisi ilaç kalıntısı ikincisi ağırlıklı kullanılan tek çeşit (0900 Ziraat çeşidi) nedeniyle hasadın belirli bir zamana sıkışması, arzın fazla olması nedeniyle fiyatların düşmesidir. İlaç kalıntısı problemi için fakültemizden destek alınarak biyolojik mücadele yöntemleri uygulanmalıdır. Hasat dönemini genişleterek arzı daha uzun bir zaman periyoduna yayabilmek için 0900 Ziraat çeşidinden daha erken ve daha geç meyve veren en az onun kadar kaliteli diğer çeşitleri kullanmak gerekir, örneğin aynı bölgede 0900 Ziraat çeşidi yerine Regina & Kordia çeşitleri kullanarak 10 gün, Sweet Hart çeşidini kullanarak 20 günlük geççilik sağlanabilmektedir. Aynı zamanda farklı yüksekliklerde bahçeler kurarak bu periyodu daha da uzatmak mümkündür.

Fakültemiz sadece bu iki tür değil diğer türlerde de üreticinin ihtiyacı olan desteği verecek alt yapıya sahiptir.”

TARIMSAL ÜRÜNLERDE HASAT KAYIPLARI KOMİSYON RAPORU

Diğer taraftan Tarımsal Ürünlerde Hasat Kayıpları komisyonu raporunda ise biçerdöverlerin yüzde 65’inden de fazlasının hasat için uygun olmadığını bildirildi. Hasat kaybının kabahat değil israf olduğu anlatılan raporda da şu bilgilere yer verildi; “Dane kaybı konusunda hukuki alt yapının oluşturulması gerekmektedir. Hasat kayıpları için kontrollerin arttırılması ve mevzuatın yenilenmesi gerekmektedir. Konun bir paydaşı olan Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının konu ile ilgi yasal mevzuatın tekrar yenilenerek, cezai yaptırımların arttırılması gerekmektedir. Konu kabahatler kanundan çıkartılmalıdır. Biçerdöverler periyodik olarak kontrol edilmelidir. Bu konuda Ziraat Fakülteleri Tarım Makineleri Bölümü mezunlarının istihdam edilmesi konusunda yasal düzenleme yapılmalıdır. Üniversiteler konu ile ilgili yayım ve bilimsel faaliyette bulunmalıdır. Biçerdöver Kooperatiflerinin yaygınlaşması için bir yasal düzenlemenin yapılarak, biçerdöverlerin bu kooperatiflere kaydının yapılmasını sağlayacak teşvik sistemleri oluşturulmalıdır.

KONU ULUSAL TARIM POLİTİKASININ İÇERİSİNDE YER ALMALIDIR

Sonuç olarak; Konu ulusal tarım politikasının içersinde yer alması gerekmektedir. Tahıl hasadında karşılaşılan hasat kayıplarının çözümüne yönelik ilgili paydaşların bireysel ve birbirleri ile kısa, orta ve uzun vadede bir yol haritası oluşturması gerekmektedir. Konun paydaşları arasında Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Türkiye Ziraat Odaları Birliği, Türk Tarım Makineleri İmalatçıları Birliği, Üniversiteler ve Sivil Toplum Kuruluşları gelmektedir. Bu paydaşlardan oluşan bir üst kurul konu ile ilgili çalışmaları organize etmelidir.”

 

Bu haber 668 kez okunmuştur.
  Yükleniyor...