Haberler
BASIN İLAN KURUMU - ilan.gov.tr
SINAV SÜRECİNDE AİLEYE BÜYÜK GÖREVLER DÜŞÜYOR
30 Ocak 2020 16:12Psikolog Şule Tola sınava hazırlanan öğrenciler için tavsiyelerde bulunarak sınav sürecinde ailelere büyük görevler düştüğünü ifade etti.
Gerek bireysel danışmanlık alan öğrencilerimizde gerekse okul ziyaretlerimizde konuştuğumuz öğrencilerde hep bir aile baskısı hissettiklerini gördüğünü belirten Şule Tola: ‘’Öğrenci kendisi için ders çalışmalıdır. Anne babayı memnun etmek için ders çalışmamalıdır. Çünkü bu onun hayatı. Seveceği bir mesleği yapıp yapmayacağı onun tercihidir. İnsanın hayatında çok önemli iki tercih vardır. Bunlardan bir tanesi meslek tercihi, ikincisi ise eş seçimidir. Dolayısıyla bu kadar önemli bir tercih arifesinde ailelerin tavır ve davranışları çok büyük önem kazanıyor. Ailenin sınava bakış açısı eğer sınavın çok yüksek anlamlarda donatılmasıyla neticeleniyorsa bu stres dışarıya yansıyor ve çocuğun sürekli ders çalışmasını istiyor. Öğrencilerde erginlik heyecanları bir taraftan ders çalış diyen bir ailenin yanında ders çalışmamayı tercih ediyor.
Bir takım öğrenciler sınavın bilincinde, disiplinli şekilde ders çalışıyorlar. Bir takım öğrencilerden bunun farkında olmayan bireylerden oluşabilir. Bunu ayırmak lazım. Eğer çocuğunuz çalışma bilincinde değilse nasihatler verebilirsiniz. Bununla beraber programlar yapabilirsiniz. Onun ders çalışması için motivasyon verebilirsiniz ama çocuk zaten düzenli ders çalışıyorsa, bu bilince varmışsa baskı yapmak lazım. Birçok aile baskı yapmadığını iddia ediyor. Ben baskıyı ikiye ayırıyorum: negatif baskı ve pozitif baskı. Negatif baskı sürekli ders çalış demektir. Hatta öyle çocuklar var ki annelerinin yüzlerini gördükleri an o ağzını açmasa bile ders çalış diyeceğini hissediyorum ve o an bana zehir oluyor diyorlar. Pozitif baskınınsa aileler bilincinde değiller. Ben sana güveniyorum: Eminim sen en iyisini yaparsın, sen çok çalışkansın gibi cümleler pozitif baskıdır. Çocuğun çok ciddi kaygı duymasına sebep oluyor. Ailemin beklentisi yüksek onu boşa çıkarmamam lazım diye düşünüyor. Ailelerin çocuklarına biz seni başarılı olsan da olmasan da seviyoruz demesi bile çocukta kaygı oluşmasına sebep oluyor. Bu yüzden elimizden gelenin en iyisini yapmak zorundayız.
SONUCA DEĞİL, SÜRECE ODAKLI OLUNMALI!
Sınava hazırlanırken sonuca değil, sürece odaklanılması gerekir. Biz sonuca müdahale edemeyiz. Bu sonuç tüm Türkiye genelinde birçok öğrencinin alacağı puanla alakalı sınav sonucudur. Ben ona elalemin çocukları diyorum. Elalemin çocukları başarılı olursa bizim geride kalacak ama elalemin çocukları daha az çalışmışsa bizimki öne çıkacak. Sonuca biz müdahale edemeyiz ama sürece müdahale edebiliriz. Öğrenci arkaşlarımdan öncelikle şunu istiyorum: Meslek, tercih yapacağınız okul, alacağınız puan bunların hesabını bırakın. Sonuca müdahale edemezsiniz. Öyle yıllar oluyor ki daha çok puan almasına rağmen yüzdesi daha geride gelebiliyor. Biz sürece müdahale edebiliriz. Öğrenci ne kadar çalışmam lazım, ne kadar test çözmem lazım, netlerimi artırabiliyor muyum diye düşünmelidir. Bunlara odaklanmaları lazım’’.
SINAVA HAZIRLANMAK SADECE DERS ÇALIŞMAK DEĞİLDİR!
Öğrencilerin sınava hazırlanırken ders çalışmanın yanında hobileriyle de vakit geçirmelerini tavsiye eden Tola: ‘’ Sınava hazırlanmak sadece ders çalışmak değildir. Eğer çocuğunuz futbol oynuyorsa, kurslara gidiyorsa bu sene yine yapacak bunları. Tek fark geçen seneye göre daha fazla ders çalışacak, hobilerine daha az zaman ayıracak. Stresinizi atacağınız hobileriniz mutlaka sınav yılında da sizin yanınızda olacak. Ama ders çalışmanız için program hazırlamanız gerekiyor. Kendi ihtiyaçlarınız doğrultusunda kendi hazırladığınız program olması gerekiyor ve bu program gittikçe artan bir program olmalıdır.
Sınav döneminde uyku, arkadaş sohbetleri, yürüyüşler hepsi sınava hazırlanmaktır. Yediklerine, dinledikleri müziklere, katkı maddeleri yiyeceklere dikkat etmeleri gerekiyor. Kendilerine bir program ayarlayıp o programı devam ettirebiliyorsa başarı zaten gelecektir. Şuanda sınava girecek öğrencilerimizin mutlaka B planı olmalıdır. Mesleklerimiz bizim tenimiz değildir. Mesleklerimiz üzerimize giydiğimiz elbiselerimizdir. Bunları memnun olmadığımız zaman değiştirebiliriz. Seneye daha çok çalışıp daha şık elbise alma imkanımız vardır. Bunu iyice akıllarına yerleştirirlerse motivasyonlarını yüksek tutmaları mümkün olacaktır’’ şeklinde konuştu.