“Türkiye’nin başarısı erken tanı koyma ve erken tedaviye başlamak”

12 Mayıs 2020 17:48

Isparta, SDÜ Tıp Fakültesi, Şehir Hastanesi ve Yunus Emre Devlet Hastanesi arasında kurduğu dinamik işbirliği, güçlü beyin takımı ile hastalığın ilerlemesini engelledi.

Isparta’nın tanınmış göğüs hastalıkları uzmanlarından SDÜ Tıp Fakültesi Göğüs Ana Bilim Dalı’ndan Prof. Dr. Ahmet Akkaya, açıklamalarda bulundu. Isparta’nın koronavirüs sürecinde çok başarılı bir işe imza attığını kaydeden Akkaya, Tıp Fakültesi, Şehir Hastanesi ve Yunus Emre Devlet Hastanesi’nde kurulan sıkı işbirliği ile hastalığın tedavisinde büyük başarı sağlandığını söyledi.

AKCİCEĞRİN ALVEOLLERİNE KADAR GİRİYOR

SDÜ Tıp Fakültesi’nden Prof. Dr. Ahmet Akkaya, şu açıklamalarda bulundu:

“KOVİD-19 isim verilen koronavirüs bir virüs grubundan. Bu virüs RNA virüsüdür. 0.1 mikron boyutlarında, etrafında bir örtüsü olan ve üzerinde de çıkıntıları olan bir virüs. Bu virüs solunum yoluyla, öksürmek ve de aksırmak, nefes alıp-vermekle ortama yayılıyor. Ortama yayıldıktan sonra 15-20 dakika havada asılı kalabiliyor. Diğer insanlar burundan ve havadan nefes aldıktan sonra virüs insan vücuduna giriyor. Bu virüs ilk önce 2002 yılında Güney Kore’de ve Çin’de SARS olarak ortaya çıktı. Daha sonra 2009’da Ürdün ve Suudi Arabistan’da MERS olarak ortaya çıktı. O zamanki virüsler daha fazla öldürücüydü. Bu RNA virüsü aralık ayının sonuna doğru Çin’de ortaya çıktı. Orada anlı hayvan satılan bir yerden bulaştığı söylendi. Oradan bütün dünyaya, Avrupa’ya ve bize doğru yayıldı. Virüs kendi kendine üreyemeyen, kendi kendine yaşayamayan bir RNA virüsüdür. DNA’nın RNA kolundan oluşan bir genetik materyali. Bu virüs çok küçük bir yaratıktır. Havadan burun ya da ağızla alınmakta, solunum yollarına girmekte, hücrelere tutunmakta. Virüs hücreye girdikten sonra vücut bu virüsü ürütmekte. Covid-19 en fazla solunum sisteminde görülmekte. Havadan uçarak hava yoluyla akciğere alveollerine kadar girmekte. Buradaki hücrelere yapışmakta, içerisinde çoğalmakta. Akciğerde zaturre, solunum yetmezliği, nefes darlığı, oksijen yokluğu ile beraber insanı ölüme götürüyor.

ÇOK HIZLI VE KOLAY YAYILIYOR

SARS virüsü sadece Çin’de ve Güney Kore bölgesinde sınırlı kaldı. Dünyaya yayılamadı. MERS virüsü Orta Doğu’da. Bu virüsün en tehlikeli özelliği çok hızlı ve çok kolay yayılmakta, inanılmaz şekilde bulaşmaktadır. Mesafenin kollanması isteniyor. Çünkü nefes alıp-vermekle virüs bulaşıyor. Bu virüs çok hızlı bir şekilde bulaşabilmektedir.

ŞEHİR HASTANELERİ VE BEYİN

GÜCÜ TÜRKİYE’YE AVANTAJ SAĞLADI

Çin’de aralık ayı sonunda hastalık bildirildi. Dünyaya da ocak ayı ilk haftasında bildirildi. Bizde de mart ayı başlarında başladı. Türkiye’nin şansı var. Türkiye’nin 2 önemli altyapısı vardı. 1. Son derece güzel şehir hastaneleri kuruldu. 2. Türkiye’nin en zeki kesimi Tıp Fakülteleri’nden mezun olup, doktor oluyorlar. Doktorlarımız çok deneyimli. Günde 50-60 poliklinik yapan doktorlar var. Üniversite hastaneleri inanılmaz bir hizmet sağladı. Altyapımız çok kuvvetli. Devletimiz hastalık başlamadan önce 2 tane çok önemli ilacı hastalık gelmeden önce temin etti ve depolarında stokladı. Bizim Sağlık Bakanlığı’nın Bilim Kurulu gerçekten çok iyi hizmetler verdi. Oturdular Türkiye’deki durumu ortaya koydular. Burada Göğüs Hastalıkları, Enfeksiyon, Halk Sağlığı uzmanları vardı, bilim adamları vardı. Bunlar da çok iyi şekilde hastalık durumunu yönettiler. Sağlık Bakanlığımıza çok güzel bir şekilde bilgiler verdiler. Daha sonra bu bilgiler hastalığın tanımı, teşhisi, tedavisi, filyasyon, izolasyon, karantina gibi konularda inanılmaz operasyon sağlandı. Üniversite hastaneleri, şehir hastaneleri, özel hastanelerin çoğu pandemi hastanesi haline getirildi. Altyapı kurulduktan sonra hastalığa hazır haldeydi. Bir şansımız da elimizin altında ilaçlar vardı, çok iyi bir ekip vardı.

Hastalığa erken tanı koyduk. Türkiye’nin barısı erken tanı koyma ve erken tedaviye başlamak. Erken tedaviye başlamak için de ilaçların bulunması gerekiyordu. Bunlar elimizin altındaydı. Hastalara anında bu ilaçlar temin edildi. Erken tanı ve erken tedavi yapmak suretiyle hastaların yoğun bakıma gitmesini engelledik. Virüs akciğerlere girip çoğaldığı zaman solunum yetmezliği ortaya çıkıyor. Biz bu durumu ilaçlarla engelledi. Isparta’da yüzde 1’in altında ölüm oranı var. İnanılmaz bir başarı var. Tıp Fakültesi, Şehir Hastanesi, Yunus Emre Hastanesi olarak dinamik şekilde çalıştık. Hastalık ilerlemeden tanı koyarak, erken tedavi yaparak hastaların kötüleşmesini engelledik. Yüzde 1 bile ölüm yok. Çok iyi başarı elde ettik. Ülkemizde erken tanı ve erken tedavi olduğu için ölüm oranları çok düşük. İtalya’da, Fransa’da günde 1000’in üzerinde ölüm oranları vardı. ABD’de günlük 2500’e çıktı. İyi bir ekip, iyi bir hastane, iyi bir çalışma ekibi, ilaçların erken verilmesi ve hastaların yoğun bakımdan kurtarılması. Türkiye’nin başarısının temeli budur.

VAKALARIN YÜZDE 99’U TEDAVİ EDİLDİ

Isparta’da çok büyük başarı elde ettik. 1 ay önce 250 pozitif vaka vardı. Hem burada hem Şehir Hastanesi’nde. Tedavileri yapıldı. Yüzde 99’u tedavi edilip, taburcu edildi. Şu an hasta sayımız az ve gayet iyi durumdayız. Tıp Fakültesi’nden mezun ettiğimiz 3 asistanımız şu an Şehir Hastanesi’ndeler. Devamlı bize danıştılar, onlara nasıl yaklaşacaklarını anlattık. İlk zamanlarda ağırlaşan vakalarda tedavi yöntemleri anlattık, yardımcı olduk. Yunus Emre Hastanesi’ne asistanlarımızı gönderdik. Şu anda Şehir Hastanesi, Yunus Emre Hastanesi ile birlikte çalışıyoruz. Danıştıkları noktada yardımcı oluyoruz.

ÜNİVERSİTE HASTANELERİNİN DENEYİM

VE BİLGİSİ YOL HARİTASINI OLUŞTURDU

Üniversitelerin deneyim ve bilgisi Türkiye’nin başarısında önemli rol almıştır. Isparta’yı dolaştığım zaman halkın bilinçli olduğunu gördüm. Halkımız ellerini, yüzünü yıkıyor. Bir yere dokununca elini yıkıyor. Maske kullanıyorlar, mesafe kuralına uyuyorlar. Isparta’da herkes bilinçli. Kimse birbirine 1 metreden fazla yaklaşmıyor. Isparta’da başarıyı getiren bir unsur. Üniversitenin, üniversite hocalarının yaptığı eğitimler sayesinde oluyor.Bu virüsün öldürücülüğü çok az ama inanılmaz bir şekilde yayılıyor. Sibirya’dan tutun Afrika’ya kadar, Siirt’ten İstanbul’a kadar her yerde var.

MESAFE KURALLARINA UYALIM

Halkımıza şunu söylüyorum. Karşınıza birisi gelince hiçbir şey yapmanıza gerek yok. 1 metreden yakınsanız size bulaşır. Öksüren ve aksıran kişiler koruyarak bunu yapmalı. Uzun süre daha maske takacağız, mesafemizi koruyacağız. Ramazan Ayı’nda yakın teravilerden kendimizi korumamız gerekiyor. Nefes alıp-verince bulaşan bir hastalık. Havada uçuşan bir virüs. Karşıdaki insan havadan alıyor ve iğne gibi akciğere saplanıyor. Girince inanılmaz bir şekilde çoğalıyor. O kişi ailesine, başkasına bulaştırıyor. Dikkat etmezsek tekrar artışlar olabilir. Ama Isparta halkı bilinçli. Isparta’da çok iyi başarı elde edileceğine inanıyorum. Sağlık altyapısı da çok iyi. Valimiz, belediye başkanımız, üniversitemiz, hastane başhekimlerimiz, sağlık müdürlüğümüz koordineli bir şekilde çalışıyor.

ELLERİNİZİ SIK SIK YIKAYIN

İki önemli unsur var. Mutasyon… Kışın ne olacak? Virüs kişiden kişiye devamlı bulaştıkça etkisi azalır. İlk zamanlar, 1,5 ay önce inanılmaz ağır tablolar vardı. Ağır vakalar gördük. Yavaş yavaş kişiden kişiye bulaşırken etkinliği azaldı. Daha sonra bu virüsün etkinliği azalabilir. Etkinliği azalabilir ama mutasyonda şöyle bir ihtimal var, daha dirençli bir virüs olabilir. Bir şey diyemeyiz. Çok dikkat etmemiz gerekiyor. Kış aylarında mesafenin korunması, öksürük, aksırığa dikkat edilmesi, maske takılması gerekiyor. Bir yere gittiniz bir yere dokundunuz da elinizi yıkayın. Elimizi burnumuza ve ağzımıza sürmeden yıkayalım. Bu çok önemli. Hiçbir şey bulamazsanız sabun ile ellerinizi yıkayın.

YOĞUN BAKIMDA 1-2 HASTA VAR

Kışa doğru virüsün etkinliği ortadan kalkacak gibi görünüyor. Isparta’da virüs çok azaldı, vakalar azaldı. Yoğun bakımda 1-2 hasta var. Halkımıza bir mesaj vermek istiyorum. Virüsün özelliğinden birisi 60 yaşın altındaki dirençli oluyorlar. Yüzde 80 oranında gribal enfeksiyon olarak geçiriyorlar. Hastalığın bulguları şunlar: Öksürük, nefes darlığı, ateş oluyor. Diğer gripler gibi değil. Burun akıntısı yok, tıkanıklık yok. Ama koku alma bozukluğu oluyor, kas ağrıları oluyor. Baş ağrısı olabilir. Üşüme-titreme, ateş olabilir. Boğazdan yanma ve nefes darlığı.

YAŞLILAR DİKKAT

Yaşlılara dikkat. 65 yaş üstündeki hastalarımız dikkat edecekler. Diyabet, böbrek, kalp, tansiyon, kanser hastası olanlar çok dikkat etmesi gerekir. Çünkü bunlarda virüs enfeksiyon hastalığı ağırlaştırabiliyor. Ölüm oranı yükseliyor. Şikayetleri olduğu zaman hastaneye müracaat edebilirler. Biz yardımcı oluyoruz. Yaşlı ve ek hastalığı olanların dikkat etmesi gerekiyor.

 

Bu haber 1417 kez okunmuştur.
  Yükleniyor...