“Koronavirüsün yayılma çemberini ancak aşı ile kırabiliriz…”

7 Aralık 2020 14:50

SDÜ Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları ABD Başkanı Prof. Dr. Ahmet Akkaya,

SDÜ Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı  Başkanı Prof. Dr. Ahmet Akkaya, Aralık ayında Türkiye’de uygulanmaya başlayacak koronavirüs aşısı ile ilgili çok önemli mesajlar verdi: BULDUĞUNUZ AN VURULUN. BU HASTALIĞIN YAYILMA HIZINI ANCAK BÖYLE DURDURABİLİRİZ.

SDÜ Tıp’ın kurucularından Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ahmet Akkaya, koronavirüsün geldiği noktayı ve alınacak tedbirlerle ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Kanal 32’de Bire Bir Programına katılan Akkaya, aralıkta uygulanacak koronavirüs aşısının mutlaka vurulması gerektiğini savundu.

SDÜ TIP GÖĞÜS, HACETTEPE TIP İLE YARIŞIR

SDÜ Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Akkaya, Isparta’ya Merhum Rektör Prof. Dr. Hasan Gürbüz’ün ricası ile geldiğini anlattı. Akkaya, şöyle konuştu:

“Isparta’ya Rahmetli Hasan Gürbüz zamanında geldim. 1994’de kurucu olarak geldim. Tıp Fakültesi’nin ilk öğretim üyesiyim. Akademik hayatım burada geçti. 1994’den bu yana göğüs hastalıklarını kurmaya çalıştık. Bugün göğüs hastalıkları ana bilim dalı, Hacettepe ile yarışır durumda. Hem bilimsel yayınlar açısından, hem hastalara müdahale açısından hem de yetiştirdiğimiz akademisyenler açısından iddialıyız. Şu anda kliniğimizde 3 profesör, 1 doçent, 10 araştırma görevlimiz var. Son derece güzel çalışmalar yapıyoruz. 1994’den bugüne kadar Tıp Fakültesi’nde bronkoskopi ünitesi kurduk, astım-alerji merkezi kurduk. Biz burada uyku merkezi kurduk. Yine göğüs hastalıkları ve Koah ile ilgili çalışmalar yaptık. COVİD ile ilgili yurt dışı yayınımız yayınlandı. Şu anda Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Kliniği olarak yetiştirdiğimiz doktorlar Şehir Hastanesi’nde çalışmakta, sorunlu vakaları bize danışmakta biz bilimsel destek veriyoruz. COVİD hastalığında en önemli problem tedaviye geç kalma ve COVİD pinumisi oluşmasıdır. Böyle bir durumda ölüm riski artmaktadır.”

COVİD, İNSAN ELİYLE YAPILMIŞ OLABİLİR Mİ?

Prof. Dr. Akkaya, koronavirüsün insan eliyle yapıldığı yönündeki iddialarla ilgili şu açıklamayı yaptı:

“Virüs denen canlılar kendileri çoğalamayan, her hangi bir toksin üretemeyen ama insanların vücuduna girdikten sonra etki gösteren organizmalardır. Bunların yaşamaları için başka bir hücreye girmeleri gerekir. COVİD dediğimiz virüs korona türündendir. Bunların ilki 2002’de Çin’de görüldü. Buna SARS dendi, öldürücülük oranı yüzde 15’di. İkincisi Suudi Arabistan’da idi. Çok vahim bir virüstü yüzde 40’larda ölüm oranı vardı. Çin’de bir laboratuardan kaynaklandığına dair şüpheler var. Burada deniz ürünleri satılan bir mezbahanede çalışanlarda ortaya çıktı. Aralık ayında bir Çin’li bunun olduğunu iddia etti söyledi, kimse itibar etmedi. Bu mezbahanede yarasalar, kediler, köpekler hepsi işleniyor. Çinli bir doktor bu hastalığın olduğunu ve insanların öldüğünü söyledi ama bu saklandı. Ama aralık ayı sonunda virüs çok yayılınca hastalık açıklandı.

ÇOK HIZLI BULAŞIYOR

SARS virüsü ılıman iklimde. Çin ve Güney Kore gibi ülkeler. Başka yerde olmadı. İkincisi çölde. Bu virüs Sibirya’da da yaşıyor, Afrika’da çölde de yaşıyor. Entrasan bir virüs. -15 dereceye dayanıyor, 40-50 dereceye dayanıyor. Deniz ürünleri satılan yere yakın olması ve burada bir biyoloji bir laboratuarı olması insan eliyle yapıldığı şüphesini artırıyor. Şüpheler var diyebilir. Son virüsün öldürücülüğü yüzde 2-3 oranında. Bereket az. Eğer öldürücülüğü yüzde 15-20 olsaydı dünyada milyonlarca insan ölürdü. Bu virüs çok hızlı bulaşıyor ama öldürücülüğü biraz daha az.

BULAŞTIRICILIĞI HIZLA DEVAM EDİYOR

Ocak ayından bugüne virüsün mutasyon ile öldürücülüğü azalmasına rağmen bulaştırıcılığında hiç azalma yok. Çok hızlı bulaşıyor. O bakımdan tedbirler son derece önemli, korunma çok önemli. Öksürdüğümüz zaman havaya dağılan damlacılıklarla insanlara ağız ve burun yoluyla bulaşıyor. Öksürük ve hapşuruktan kendimizi koruyacağız.

3 tane kural vardı. Şimdi kural 4’e çıktı. Maske, mesafe, hijyen ve izolasyon. Kalabalıktan çıkacaksınız. İnsanların olduğu yerden izole olacaksınız. Evde kalacaksınız. Dördüncü şart ‘evde kal’ Maske çok önemli. Maskenin yüzde 95, hatta yüzde 99’a kadar korunduğu söyleniyor. Bu virüs öksürük ve hapşuruk ile etrafa yayılıyor. 15-20 dakika havada kalabiliyor. En fazla burundan bulaşıyor. Virüs burundaki mukoza ile solunum alt yol mukozasını çok seviyor. İlk önce burunda başladığı için ilk sentom koku alma bozukluğu oluyor. Koku alma bozukluğu varsa hemen tedaviye başlamak gerekiyor. Koku ve tat alma bozukluğu varsa hastalık başlıyor demektir. Bunun yanında kas ağrısı. Birden bire baş ve boyun ağrısı. Bel ve eklem ağrısı. Polikliniğe alan hastalar ‘sopa yemiş gibi kalkamıyorum ayağa’ diyor. Virüs hücreye girdikten sonra kendisini fotokopi gibi çoğaltıyor. Bir virüs binlerce virüs çoğaltıyor. Tek bir virüs hücreye girdiği anda yüzlerce üretiyor. Kendisini kopyalatıyor. Hücre öldükten sonra öksürük, hapşuruk oluyor. O zaman etrafa virüs bombalıyorsunuz. 15-20 dakika havada kalıyor. Sonra halıya, masaya, asansöre, kapı koluna düşüyor. Hijyen çok önemli. Bundan sonra kimse elini yıkamadan ağzına, burnuna ve gözüne değirmesin.”

BU HASTALIĞI OLANLAR ÇOK DİKKAT ETSİN

Virüsü kesin yok edecek ilaç henüz bulunmadı. Virüsü bağışıklık sistemimiz öldürüyor. Bağışıklık sistemini güçlendirmek için dengeli beslenme, bol vitaminli besinler yiyeceğiz. Amacımız insan vücuduna giren virüs sayısını azaltmak olmalı. Bir insana 100 virüs girmesi mi 10 tane girmesi mi önemli. Tabiki 10 virüs. Virüsün sayısını azaltacak, ilaçların kanda pıhtılaşmanı önleyici, enfeksiyon tedavisi gibi ilaçlar şu an kullanılıyor. Yaşlı hastalarda, beslenme bozukluğu olan hastalarda, diyabetli, obez hastalarda, tansiyon hastalarında, koah veya astımı olan hastalarda, böbrek yetmezliği olan ve kanser hastalarında bu hastalık son derece ciddi geçer. Bu hastaların dikkat etmesi lazım. Erken tanı ve tedavinin erken başlaması virüs yükünü azaltıyor. Ne kadar geç gelinirse tedavi o kadar zor. Bir yerden alınan virüs ile başka yerden alınan virüs aynı özelliğe sahip değil. Bazı virüsler öldürücü özelliğe sahip. Etkisini çok bilemiyoruz. O bakımdan her zaman korunacağız. Maske, mesafe ve el yıkayacağız. Mağazaya girdin ellerini dezenfekte et, çıkarken de et. En azından virüs sayısının azalması açısından çok önemli. Şimdi izolasyon, evde kal. Kapalı kalırsak virüsün yayılma çemberini kırarız.

Birinci dalda hastalar biraz daha ağır geçiyordu. Hasta sayısı azdı. Şimdi tedavi yöntemleri değişti. Verilen ilaçlar değişti. Stokinlere yönelik tedaviler var. Virüsün hastalık yapıcı etkisi azaldı ama bulaştırıcılığı arttı. Çok hızlı yayılıyor. Evden birisi geliyor, bütün herkes virüs. Çoğu hastayı şimdi evde tedavi ediyoruz. İlk zamanlar hastanede tedavi ediyorduk. Bu hastalıkta nefes darlığı başladığı anda hastaneye yatmak lazım.

MAKİNEYE BAĞLANMADAN TEDAVİ OLUNMALI

İnsanların kafası karışık. Nedeni şu? Bunun sonucunda hastalar tedaviyi bırakıyor. Bu hastalıkta ne kadar erken tanı koyarsak, ilaca ne kadar erken başlanırsa hastalık o kadar hafif geçiyor. İlacın yan etkisi son derece az. Bugüne kadar, tecrübe olarak şu anda kullanılan ilacın hiçbir zararını görmedim. Bu ilacı kullananlar hastalığı grip gibi geçiyor. Bu virüs yükünü azaltıyor. İlacı kullananların yoğun bakıma gitme oranı daha az. Makineye bağlandıktan sonra tedavi çok zor. Yüzde 60 iyileşme. Amacımız makineye bağlanmadan tedavi etmek. Her hekimin amacı hastayı makineye bağlamadan tedavi etmek. Bu kadar fazla vakaya rağmen ölüm oranları çok az. Türkiye bu konuda çok başarılı.

Bu hastalığa karşı uyku çok önemli. İkincisi dengeli beslenme. Bol yeşillik yiyeceksiniz. Bol salata. Balık, et… Dengeli beslenme çok önemli. Vitamin yönünden yeşillik yenmeli. Limon suyu içilebilir.

*HABER MERKEZİ

 

 

Bu haber 2085 kez okunmuştur.
  Yükleniyor...