“Kadın başına on lira ayırarak mı kadını güçlendireceksiniz”

22 Aralık 2020 15:31

2021 yılı bütçesi TBMM Genel Kurul’unda görüşülürken İYİ Parti Isparta Milletvekili Dr. Aylin Cesur, İYİ Parti Grubu adına söz aldı.

Milletvekili Aylin Cesur, konuşmasında Türkiye’de kadınların, çocukların, engellilerin, gazilerimizin ve şehit yakınlarımızın şikayetçi olduğunu söyledi ve sorunları Bakanın yüzüne baka baka bir bir saydı:

İYİ Parti Isparta Milletvekili Sayın Dr. Aylin Cesur’un, İYİ Parti Grubu adına TBMM 2021 Bütçe Görüşmeleri’nde Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı 2021 Bütçesi üzerine yaptığı konuşmanın ilgili metni:

Ve kadınlarımız, toplumumuzdaki en büyük adaletsizlikle yüzleşen cefakar kadınlarımız. Onların yüzleştiği sorunlar, aslında sosyal güvenlik sisteminin de dâhil pek çok sistemin tıkanmasına yol açan sorunlar. Toplumsal cinsiyet eşitsizliği fikri, 2011’den beri programlarınızdan, raporlarınızdan kaldırıldı, kadının adını sildiniz Sayın Bakan Bakanlığınızdan. İstanbul Sözleşmesi’ni tartışmaya açtınız. Kadının toplum içinde olma fikrî, topluma hâkim edilmek istendi.

Dünya Ekonomik Forumu, 2020 Küresel Cinsiyet Uçurumu Endeksi’ne göre, Türkiye’de kadınların ekonomik katılımı ve fırsat eşitliğinde 153 ülke arasında 136’ncı sıraya düştük. 136’ncıyız sayenizde.

Kadınlarımız için, iş gücüne katılım 2020 itibarıyla yüzde 32, istihdam yüzde 27. Avrupa’da, erkeklerde bu fark yüzde 40, ikisinin arasında kadın ve erkekte. Türkiye’de çalışma hayatında ortalama kalış süresinde, kadınlar 19 yılla erkeklerin 20 yıl gerisinde. Eğitime devamlılıkta 2 yıl geride. Gelir adaleti bakımından erkeğin cebine giren her 100 liraya karşı kadına 43 lira ödeniyor ve bütçede “Kadının Güçlenmesi Programı” adındaki programın bütçesi 424 milyon 984 bin lira.

Kadının Statüsü Genel Müdürlüğünün bütçesi 19 milyon 445 bin lira. Ülkemizde 41 milyon 443 bin kadınımız var. Allah aşkına, kadın başına 10 lira harcayarak mı kadını güçlendireceksiniz?  Bu kadar sorunu kişi başına 10 lirayla mı çözeceksiniz? 40 milyon kadınımızı güçlendirmek için Cumhurbaşkanlığı bütçesinin onda 1’i kadarı tüm kadınlar için ayrılmış iyi mi?

Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin bir başka boyutu: Sosyal sorunlar, yaşlı, engelli, çocuk bakımı gibi bütün her şey kadının üzerinde. Bakımevleri, kreşler yetersiz ve kadını güçlendirecekseniz buralardan başlamalısınız. Dünya bunu yapıyor, Avrupa bunu yapıyor. Bütün kadınlarımız adına, ölen kadınlar adına, işsiz kadınlar adına, çocuğuna çorba kaynatamayan kadınlar adına şikayetçiyim Sayın Bakan.

Evet, kadına yönelik şiddet en büyük sorunumuz. 6284’ü neden uygulamazsınız anlaşılır bir şey değil. Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Ulusal Eylem Planı’nız başarısız olmuştur ve annesiz kalan evlatlar adına şikayetçiyiz. O evlatlar, çocuklarımızın iyi olması için ailesinin iyi olması gerekiyordu.

TÜİK verilerine göre Türkiye’de eğitim çağında, okula gitmeyen, eğitimini bırakmış 1 milyon 52 bin çocuğumuz var. 2019’da 206.498 çocuğumuzun yüzde 57,6'sı yaralamaya, yüzde 15’i cinsel istismara, yüzde 11’i aile düzenine karşı işlenen suçlara maruz kalmış. Kimsesiz sokak çocuklarımız dilencilik yapıyorlar. Soruyorum, ne yapıyorsunuz onlar için Sayın Bakan? Ve o çocukların edemediği şikâyeti ben ediyorum onlar adına Sayın Bakan.

Genç kadınlarımız… 2018 Nüfus ve Sağlık Araştırması’na göre 20-24 yaş arasında olan kadınların yüzde 14,8’i 18 yaşından önce, yüzde 2’si de 15 yaşından önce evlendirilmiş. Hepsinin gözlerinden akan yaşlar bizim yüreğimizi dağlıyor ve şikâyetçiyiz onların adına Sayın Bakan.

Gelelim çocuk işçilere. TÜİK’e göre okul çağında 720 bin kadar çocuğumuzun çalışıyor. Mevsimlik tarım işçileri ve kayıt dışılarda sayı çok daha yüksek. Çalışan çocuklarımızın yüzde 34,4’ü eğitime devam edemiyor, çok kötü koşullardalar ve çalışan çocuklarımızın yüzde 1,3'ü çalıştığı yerde yaralanma ve sakatlanmaya tabi oluyor.

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi verilerine göre, 2013 ile 2019 arasında kayda geçen 419 çocuk işçi ölümü gibi bir utancı da yaşattınız bize bu ülkede, yaşattınız. Bu bir utanç o evlatlarımız için. Ben şikayetçiyim, gerçekten hepinizden şikâyetçiyim.

Soruyoruz: Çocukların korunması ve gelişiminin sağlanması için, engellilerimiz için neler yapıyorsunuz Sayın Bakan? Devlet eliyle önümüze konulan bu engeller yüzünden… Ulusal Engelli Veri Sistemi engellilerimizin yarısını kapsamıyor.

Almanya’da, Fransa’da engelli kotası 15-20 çalışanı olan özel kuruluşlar için yüzde 6; bizde 50’nin üzerinde çalışanı olan iş yerleri için hâlâ yüzde 3. Bu, utanç meselesi. Bu utançtan kurtarın bizi, kurtarın bizi Sayın Bakan.  Var olan engelli aylıklarıyla nasıl geçinecek ve ihtiyaçlarını giderecek bu insanlar? Kabul edilemez.

Her üç cümleden birinde ağzınızdan eksik etmediğiniz gazilerimiz… Muharip gazilerimize bağlanan şeref aylığında farklılaştırmalar var. Kore ve Kıbrıs gazilerimizin gelir ve iş durumuna bakılmaksızın hepsine aynı tutarda şeref aylığı bağlanması gerekiyor. Ve diğer taraftan, terörle mücadelede yaralandığı hâlde mevzuata göre malul sayılmayanlar hiçbir haktan yararlanamıyorlar. Öncelik ve ücretlendirmede koordinasyon sorunu var. Eminim hepiniz çok hassassınız bu konuda, giderelim bunları. Biliyorum ki siz de hassassınız bu konuda; şerefimiz, şanımız bizim şehitlerimiz, gazilerimiz, onların hiçbirini sıkıntılı hâle düşürmeyelim.

Ve diyorum ki: Bu konulara biz çözüm önerileri sunduk. Siz gelin bu önerileri gerçekleştirin ama yapamazsınız, yapamayacaksanız biz gelip yapacağız zaten, iyileşeceğiz değerli arkadaşlar.

Buradan milletimize sesleniyorum: Hepsi geçecek ve iyileşeceğiz.

*HABER MERKEZİ

 

 

Bu haber 1879 kez okunmuştur.
  Yükleniyor...