“SOSYAL DEVLET SANATÇISINA SEFALET YAŞATIR MI?”

23 Aralık 2020 15:29

İYİ Parti Grubu adına TBMM’nde konuşan Milletvekili Aylin Cesur, “Sanatçısına sefalet yaşatan bir devlet, sosyal devlet olamaz” dedi.

SANATÇILARIMIZ VE SANAT EMEKÇİLERİMİZ İHMAL EDİLDİ

Coivd-19 salgınından en çok etkilenen kesimler arasında sanatçıların olduğunu söyleyen Cesur, sanatçıların Ekonomi Kalkanı paketinde ihmal edildiklerini dile getirdi.

Cesur, “Tiyatro, konser ve dans gösterilerinin sekteye uğramasıyla, sanatçılarımız ve sahne arkasında çalışan emekçilerimiz salgından en kötü etkilenen kesimlerden” diyerek sanatçıların desteğe duyduğu ihtiyacı belirtti.

İYİ Parti Isparta Milletvekili Sayın Dr. Aylin Cesur’un, İYİ Parti Grubu adına TBMM 2021 Bütçe Görüşmeleri’nde Devlet Tiyatrosu ve Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlükleri 2021 Bütçesi üzerine yaptığı konuşmanın metni:

Covid-19 salgınından en çok etkilenen kesimlerden. Tiyatro, konser, dans gibi gösteriler de sekteye uğradı, pek çok sanatçımız ve sahne arkasında çalışan sanat emekçileri bu durumdan olumsuz etkilendi. Ekonomi Kalkanı Paketi’nde de ihmal edildiler. KDV indirimleri gibi komik teşvikler değildi sanatçılarımızın ihtiyacı olan.

Salon kiralarını ödeyemediği için kapanan sahneler oldu, faaliyet gerçekleşemediği için aylarca evine ekmek götüremedi camianın çalışanı. Ankara Sanat Tiyatrosu 58 yıl sonra doğum gününde kapandı yahu.  Kadıköy’ün sembolü Rexx sineması kapandı. Yıkılacağı söyleniyor. Beyoğlu Atlas.

Gündelik kazanarak geçinen vatandaşlarımız, işletme destekleme mantığının dışında bir desteğe ihtiyaç duyuyorlardı. Kısa çalışma ödeneği gibi imkanlardan da faydalanamadılar. Sanatçılarımızın değeri gerektiği gibi bilinmedi, sosyal devletin gereği yerine getirilmedi ve yalnızlığa ve güvencesizliğe terkedildiler. Pandemi var diye sanatçısına sefalet yaşatan devlet sosyal devlet olur mu?

Almanya sanatçılarına, federal bütçeden 50 milyon Euro ayırdı. Almanya’nın bazı eyaletlerinde aylık 2 bin Euro, salgın sebebi ile iş yapamayan sanatçılara verildi.İtalya 130 milyon Euro’yu bütün sanat sektöründe çalışanları desteklemek için kullandı. Belçika aynı amaç için 50 milyon Euro ortaya koydu. Bu ülkeler sanata bu meblağların çok üzerinde bütçe ayırıyor zaten. Sanatsal üretim faaliyetlerinin sürmesi için sanatta ciddi bir dijitalleşme adımı atıldı. Bizde özel tiyatrolar için, geçen yıl 6 milyon 102 bin TL bütçe ayrılmış. Bu yıl ise 12 milyon TL bütçe ayrıldığı ve 328 özel tiyatronun bu destekten yararlandığı söyleniyor.

Ancak vergi borcu olan tiyatrolar bu destekten faydalanamadı. Kim yararlandı? Bir çok şirketin isimlerinin yanında ilgili olduğu tiyatro isimleri açıklanmadı. Bu yardımları alan tiyatroların çoğunun “sözde tiyatrolar” olduğu, esasen gıda ve turizm işletmeleriyle, spor şirketleri, mimarlık ve mühendislik gibi iş kollarında faaliyet gösteren şirketler olduğu, bir kısmının 2 haftalık şirketler olduğu iddiaları var, açıklanmaya muhtaç sorular bunlar. Tiyatro isimleri açıklanmadığı için de bunları tespit edemiyoruz. Nereye gitti bu destekler, neden sahneler kapanıyor?

On sekiz senedir kültür ayrıştırılıyor, sanat, sanatçı ayrıştırılıyor. Fikri dünyanıza uymadığı için kaç kişi bu alanda işini kaybetmiş, kaç kişi sıkıntı yaşamış umurunuzda değil. Haliyle “gereksiz” bulduğunuz bir alana bütçe ayırmıyorsunuz.

Herkesin evine kapandığı ve televizyonlara kilitlendiği bu dönem sanatla vatandaşımızı buluşturmak ve sanatta dijitalleşmeyi başlatmak için iyi bir fırsattı. Senaryo ve oyunlar için ödüllü yarışmalar gibi. Konser dizileri gibi.. Bugün yokluk çeken sanatçılarımız ve ışıkçısından kostümcüsüne, ülkemizin geleceği. Kesmeyin faaliyetlerini! Uluslararası camiada bizi temsil eden ve Türkiye’nin çağdaş bir medeniyet olduğunu bütün dünyaya gösteren onlar. Bir ömür veriyor sanatçılar buna.

Sorun pandemi ile de çıkmadı aslında. Cumhurbaşkanlığı kararnameleri ile devlet tiyatroları ve devlet opera ve balesine özel yasalar lağvedildi. Kurumların kendilerine ait disiplin kurulları, edebi kurulları, yönetim kurulları ve Bakanlıktan ayrı bütçesini sağlayan ilgili maddeler kaldırıldı. Sanat özgür bırakılması gerekirken şimdi genel müdürü, kadroyu ve bütçeyi Cumhurbaşkanlığı belirliyor.

Devlet Tiyatroları, Devlet Opera ve Balesi’nde süreli sözleşmeli personel mağduriyeti sürüyor. Ne emeklilik, ne kıdem ne de ihbar hakkına sahipler. Sanatçının yevmiyelisi olur mu? Sanatçı öyle 2 ay, 3 ay çalışıp başka yere gidecek bir meslek icra etmiyor. Herkesin edinemeyeceği ciddi bir uzmanlıkları var aslında, hafızası var yani.

Devlet Tiyatroları 2010 yılından beri boş kadro olmasına rağmen kadrolu sanatçı alınmıyor. Anadolu’nun her yerinde sahne yok. Turne ve harcırahlar konusunda bütçe sorunu yaşanıyor. Özel sahneler için de salgın öncesi dönemden kalan başka sorunlar var. Büyük şehirler dışında salon problemi var; olan da çok yüksek fiyatla. Sansür, baskı buraya taşmış durumda. Sanatın doğasında var muhaliflik oysa.

Bunlar vardı kefede çözülmesi gereken ama salgınla artan ve acil çözüm bekleyen sorun, güvencesizlik ve geçim derdi sanatçılarımız için şuan. Ne yapalım da daha iyi olsun? Önce temsil ettiğimiz halkı unutmayalım değerli arkadaşlar. Korkmayın sizden vatandaşın beklediği şeylere el kaldırırken.

Aslan, kurt ve tilki birlikte ava çıkıyor. Avladıkları gün sonunda bir geyik, bir ceylan ve bir de tavşan. Aslan kurttan avları bölüştürmesini isteyince kurt: “Kralım geyik sizin olsun, ceylan benim, tavşan da tilkinin” diyor. Ve aslanın pençesiyle yere seriliyor. Aslan tilkiye dönüyor, sen yap taksimi diye. Tilki; “Geyik sabah, ceylan öğlen ve tavşan akşam yemeğiniz olsun efendim diyor. Aslan bu güzel taksimi nerden öğrendin diye sorunca; “Şu yerde yatan kurttan” diyor. 2020 bütçemizin hayırlı uğurlu olmasını diyorum.

*HABER MERKEZİ

 

Bu haber 2732 kez okunmuştur.
  Yükleniyor...