“Önlem alınmadığı takdirde 30- 40 yıl içerisinde Eğirdir gölünü tamamen kaybedebiliriz”

24 Aralık 2020 18:09

Türkiye’nin önemli tatlı su kaynaklarından biri olan Eğirdir Gölü’nde su çekilmeleri her geçen yıl daha da artıyor. Gölde su kayıpları kritik seviyelere yaklaşıyor.

Eğirdir Gölünün 15 Aralık itibariyle su kodunun 915.6 metre olduğunu ve minimum su koduna yaklaştığını belirten Süleyman Demirel Üniversitesi Su Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Şehnaz Şener, “son 5 yılda göl seviyesi yaklaşık 2 metre azaldı” diye konuştu.

Şener açıklamasında şu görüşlere yer verdi: “Eğirdir gölü bölgemizin en önemli su kaynaklarından bir tanesi birçok bölgedeki birçok su kaynaklarında olduğu gibi Eğirdir gölünde de son zamanlarda bir takım sıkıntılar gözleniyor. Bunlardan en önemlisi de sudaki çekilmeler özellikle sığ kıyı bölgelerinde suda gözle görülür şekilde çekilmeler mevcut. Devlet su işleri 18. Bölge Müdürlüğünün ölçüm verilerine göre Eğirdir gölünün 15 Aralık itibariyle su kodu 915 nokta 60 metre olarak belirlenmiş. Eğirdir gölünün minimum su kodu 914 nokta 62 metre yani bu durumda aslında minimum su koduna ne yazık ki yaklaşıyoruz diyebiliriz. Genel olarak uzun dönem ölçümlere baktığımızda ise son 5 yıllık su seviye değişimleri incelendiğinde Eğirdir gölünün su seviyesinin 1 buçuk metreyle hatta 2 metreye yaklaşan değerlerde bir düşüş sergilediğini görüyoruz.”

Göl su seviyesinin düşmesindeki en büyük etkenin küresel ilim ve tarımsal sulama olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Şehnaz Şener, “bir önlem alınmadığı takdirde bilimsel çalışmalar bize gösteriyor ki, 30- 40 yıl içerisinde biz Eğirdir gölünü tamamen kaybedebiliriz” dedi.

Şener, “Bunun ana nedeni tabi ki küresel iklim değişikliği. Yağışların azalmasıyla buharlaşmanın artmasıyla su seviyelerinde su miktarlarında azalmaları gözlemliyoruz. Bunun yanı sıra tabi ki gölü biz çok farklı amaçlarla kullanıyoruz evet içme suyu gölümüz ama bunun yanında sulama suyu, enerji üretimi, su ürünleri yetiştiriciliği. Farklı amaçlarla da gölü kullanıyoruz ve bu gölü kullanan sektörlerinde su ihtiyacı her geçen gün artıyor. Bunu karşılamaya yönelikte göl suyunu biz farklı miktarlarda kullanmak durumunda kullanabiliyoruz. Tabi en büyük problemlerimizden bir tanesi de tarımsal sulama. Tarımsal sulamaya yılda yaklaşık 60 milyon metre küp gibi bir su çekimi söz konusu bu oldukça büyük bir rakam. Tabi su kullanımını suyun beslenimi karşılayamadığı noktada da biz bu şekilde su kaynaklarının seviyelerinde miktarlarında ve bununla ilişkili olarak da tabi kalitelerinde bir takım problemler görebiliyoruz. Eğer ki gerek miktar bakımından gölü doğru kullanmak adına gerekse de kalite açısından görüntü kalitesini korumak adına bir önlem alınmadığı takdirde tabi bilimsel çalışmalar bize gösteriyor ki bir 30- 40 yıl içerisinde biz Eğirdir gölünü tamamen kaybedebiliriz” diye konuştu.

Herhangi bir arıtma tesisi kurulmadığı takdirde göldeki suyun içilemez hale de geleceğini ifade eden SDÜ Su Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Şener, “özellikle Eğirdir suyunun miktar olarak korumak adına tarımsal sulamada sulama şebeklerinin kapalı sisteme geçilmesi elzem görülüyor” şeklinde konuştu.

Su kalitesinin önemine dikkat çeken Doç. Dr. Şener şunları söyledi: “Su kalitesi olarak şu anda mevcut durumda su ürünleri araştırma enstitüsünün su kalite izleme verilerine göre şu anda mevcut durumda içme suyu kalitesi açısından bir sıkıntı yaşamıyoruz. Ama tabi ki göl havzası içerisinde gerek tarımsal kirliliğin gerekse evsel kirleticilerin etkisi bu şekilde devam ettiği sürece her hangi bir arıtma tesisi kurularak bir önlem alınmadığı sürece göl suyu ileriki zamanlarda içilemez duruma da gelecektir muhakkak. Özellikle suyu Eğirdir suyunun miktar olarak korumak adına tarımsal sulamada sulama şebeklerinin kapalı sisteme geçilmesi elzem görülüyor. Bu noktada suyun miktar olarak daha tasarruflu bir şekilde kullanmış olacağız. Bununla birlikte bütün havza genelinde aslında yani tarımsal üretimde suyunu Eğirdir gölünden alan tüm havza içerisinde bütün sulama yöntemlerini bir gözden geçirmek lazım. İhtiyaç durumundan fazlasını gölden çekerek gölün ileriye yönelik sürdürülebilir kullanımını aslında tehdit ediyoruz hep birlikte. Özellikle farklı su kullanım sektörlerinin suyu kullanım miktarlarının belirlenmesi geleceğe yönelik bunlarla ilişkili projeksiyonların yapılması don derece önemli ve belki de ihtiyaç halinde sadece en önemli kullanıma yönelik gölü yönetmek gerekiyor.”

*HABER MERKEZİ

Bu haber 2563 kez okunmuştur.
  Yükleniyor...