Haberler
BASIN İLAN KURUMU - ilan.gov.tr
“2020 KARNESİ ORTADA: İKTİDAR SINIFTA KALDI”
30 Aralık 2020 18:24Isparta Milletvekili Dr. Aylin Cesur, Türkiye’nin 2020’de karşılaştığı olayları sıraladı, iktidarın 2020 karnesini masaya yatırdı. Cesur, Meclis kürsüsünden “İktidar sınıfta kalmıştır” dedi.
2000 YILINA GELİNDİĞİNDE TERÖR SORUNU NEREDEYSE KALMAMIŞTI
Kitle İmha Silahları üzerine konuşma yapan Aylin Cesur konuşmasına “Biz, yedi düvele yedi ceddimizle tarih önünde rüştünü ispat etmiş, kurduğumuz Cumhuriyetimizle kahramanlığımızı, kanımızla askerî gücümüzü tarihe kazımış Türk milletiyiz.” diyerek başladı.
İYİ Parti Isparta Milletvekili Dr. Aylin Cesur’un TBMM’de “Türkiye Meseleleri” üzerine yaptığı konuşmasının metni:
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygı ile selamlıyorum.
Kitle İmha Silahları konuşuyoruz ve kitle imha silahları da, 21. yüzyılda teknolojinin gelişmesi ile yeni çağda insanlık için tehlikeli bir hale geldi.
Bir ülkeye yıllarca sürecek zarar verebilecek, masum insanların, sivillerin hayatına kastedebilecek tehlikede silahlar bunlar. Silahların kimlerin elinde olduğu veya geçebileceği konusu, terör örgütlerinin daha kolay finansman bulabildiği, askeri ekipman ve mühimmat temin edebildiği dünyamızda ciddi endişe yaşıyor ülkeler.
Biz yedi düvele yedi ceddimizle tarih önünde rüştünü ispat etmiş ve kurduğumuz Cumhuriyetimizle de kahramanlığımızı ve askeri gücümüzü tarihe kanımızla kazımış Türk milletiyiz. Biz de maalesef ülke olarak terörden çok çektik, masum pek çok binlerce vatandaşımızı teröre kurban verdik. Terör dünyanın pek çok bölgesinde büyük sorun evet ancak Türkiye 2000’e geldiğinde terör sorunu neredeyse kalmamıştı.
Terörü sona erdirmek adına pek çok strateji uygulanıyor, bir tanesi de “denizi kurutmak” taktiği. Ne hedefliyor bu? Terör örgütlerine insan ve kaynak girişini engellemeyi! Denizi kurutmak için; sahada askeri mücadelenin yanında, finansman kaynaklarının kontrolünü hedefleyen yasalar yapmak ve uygulamak gerekiyor. Güç ve kaynak kontrolü tamam da başarı için kilit ne?
Demokratik istikrar, ekonomik istikrar ve barışçı güvenilir bir liman olmak! Bunu tesis etmek ve korumak şart. Sır ne biliyor musunuz yani? İyi yönetim. Her gün akan kanlara rağmen işte terörü de bundan bitiremiyoruz. İtiraz edebilirsiniz, ama biz de deriz ki; her şey sonucuyla ölçülüyor. Bırakın 18 yılı falan, sadece 2020 Karnenize bakalım: İktidar, sınıfta kalmıştır; çaktınız yani!
Tek tek sayayım: Türkiye bu yıl,
Beyin göçünün lise çağındaki gençlerimize indiğini gördü.
Adaletin teminatı barolarımızın bölündüğünü gördü.
Kızılay’ımızın Ensar Vakfı’na 8 milyon dolar bağış yaptığını gördü.
Kadına şiddet artarken İstanbul Sözleşmesi'nin kaldırılmaya çalışıldığını gördü.
Muhalif medyaya verilen düzenli cezaları ve muhalif tonda gazetelerin cezalandırıldığını gördü.
Sosyal medyaya sansürü ve kişisel bilgilerin gizliliğinin kaldırıldığını gördü.
Gençlerin "Oy moy yok." dediğini gördü.
İktidarınızın motoru Alman, bataryası Çin, şasesi İngiliz, tasarımı İtalyan olan bir otomobilin "yerli otomobil" diye sunduğunu gördü
Açlık sınırının altında milyonlara kör, “Yoksulluğu bitirdik." diyen bakan gördü.
Emekli maaşı ödenmesini marifet sayan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı gördü.
Öğretmen maaşlarını bütçeye yük gören Millî Eğitim Bakanı gördü.
Artık her şeyi ithale bağladığınız ülkemizde Hazine ve Maliye Bakanının "Dolara bakmıyorum." dediğini gördü.
Sekiz ay boyunca Sağlık Bakanının her gün karşımıza çıkıp, vaka sayıları konusunda bize düpedüz doğruları söylemediğini gördü.
Salgın ilk çıktığında ülkedeki test kitlerinin satıldığını ve Çin'den yeni test kiti ithal edildiğini gördü.
Pandemi gibi bir süreçte vatandaşına maske dağıtamayan bir Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti gördü.
Patates, soğandan sonra grip aşısının karneye bağlandığını gördü.
Dayanışma yardımı toplayan belediyelerin banka hesaplarına el konduğunu gördü.
Dünya halka yardım yaparken biz halka IBAN dağıtıldığını gördük.
Covid-19'a yakalanan sağlık çalışanlarına "Kendi suçları." diyen valiler gördü.
Türkiye 2020’de, Cumhuriyet tarihinin rekor işsizlik seviyeleri yaşanırken, TÜİK verilerinde işsizliğin azaldığını gördü.
Öğrencilerin yarısının araç gereç ve internet temin edemediği için derslere giremediğini ve EBA'ya bağlanmak için çatıya çıkan küçücük bir çocuğun ölümünü gördü.
Bir yılda iki ayrı Bakanın sosyal medya üzerinden istifa ettiğini gördü.
"Maske, mesafe, temizlik" denirken mitingler yapıldığını gördü.
"Kuru ekmek yiyoruz." diyene "Demek ki aç değilsin." denildiğini gördü.
2020 biterken çiftçiye 2019 desteklerinin hâlâ verilmediğini gördü.
"Anayasa Mahkemesi kapatılsın." denildiğini gördü.
Bir siyasi parti liderinin, başka bir siyasi parti liderini tehdit eden şahsa sahip çıktığını gördü.
Akdeniz'de Libya'dan, Orta Doğu'da Katar'dan başka limanının kalmadığını gördü.
Avrupa Birliği ve ABD'de Türkiye için yaptırım kararları alındığını gördü.
2 milyar doları aşan ilaç borcu sebebiyle şirketler adına bir büyükelçi tarafından ülkenin ilaçsızlıkla tehdit edildiğini gördü.
Güzelim Atatürk Havalimanı'nın paramparça edildiğini, piste binalar dikildiğini gördü.
Tank Palet Fabrikasının ardından Varlık Fonu’nun, Borsa İstanbul’un %10'unun Katar'a peşkeş çekildiğini gördü.
Merkez Bankası rezervlerinin eksi 50 milyar dolara indiğini, euronun 10 liraya çıktığını gördü.
Hazine ve Maliye Bakanlığı koltuğu boşken liranın değer kazandığını gördü.
2021 için 180 milyar lira faiz ödeyecek, en az 245 milyar lira açık verecek bir bütçe gördü.
Türkiye sadece bu yıl sizinle bunca şey gördü. Not vermek millete aittir; benim notum belli temsilcisi olarak! Türkiye’nin mektepten atılmasına müsaade etmeyeceğiz. Türkiye’nin 2021 karnesini düzeltmeye hazırız. Ben doktorum her şeyden önce ve hemen duyurayım ki telaşa kapılmasın kimse; doğru doktor ve doğru tedavi ile İYİ’leşeceğiz!
*HABER MERKEZİ