21 Eylül Dünya Alzheimer Günü

22 Eylül 2021 17:42

Isparta Şehir Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Burak Gürel, Alzheimer hastalığıyla ilgili olarak, “Alzheimer tedavisi olmayan bu hastalık. em yakalananların hem de hasta yakınlarının hayatını değiştiriyor. Ancak iyi bakım ve doğru tedavi ile hastalığın ilerleyişini yavaşlatmak mümkün.

Isparta Şehir Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Burak Gürel, 21 Eylül Dünya Alzheimer Günü dolayısıyla açıklamalarda bulundu.  Nöroloji Uzmanı Dr. Burak Gürel, Alzheimer hastalığında iyileşme sağlayan bir tedavi henüz bulunmadığını söyleyen Gürel,  “ Alzheimer Hastalığı (AH) ilk kez 1906 yılında Alman psikiyatrist Alois Alzheimer tarafından tanımlanmış olup temel belirtisi geri dönüşümsüz bilişsel bozulmadır. Yakın bellek kusuruyla başlayıp diğer bilişsel alanlara da yayılarak 10-15 yıllık ilerleyici bir seyir gösterdikten sonra hastaları yatağa bağımlı getirmektedir. AH’nin patogenezinde amiloid-beta peptidin (Aβ) beynin en çok etkilenen bölgesinde, medial temporal lobda ve neokortikal yapılarda birikmesi sonucu oluşan nöritik plaklar ve nörofibriler yumaklar bulunmaktadır.

AH RİSK FKTÖRLERİ

Yaş: 65 yaşında AH olma olasılığı yaklaşık %3'tür, 85 yaşına kadar bu risk %30'un üzerine çıkmaktadır.

Genetik risk faktörleri: Aβ prekürsör protein (APP), Presenilin 1 (PSEN1), Presenilin 2 (PSEN2), Apolipoprotein E (APOE) gibi genlerde mutasyonlar.

Down Sendromu: 65 yaşına kadar Down sendromlu (DS) bireylerin %80'inde demans gelişmektedir.

Travma, sepsis ve infeksiyonlara bağlı gelişen inflamasyon kısa ve uzun dönem bilişsel bozulma riskini artırmaktadır.

Serebrovasküler hastalıklar, kardiyovasküler hastalıklar, diyabetes mellitus AH riskini artırmaktadır.

Çevre kirliliği, ağır metal (kurşun, civa, kadmiyum, arsenik, manganez) maruziyeti, stres

AH BELİRTİLERİ VE KLİNİK AŞAMALARI

Evre 1: Kişi bilşsel olarak normal görünmektedir fakat beyinde patolojik değişiklikler meydana gelmektedir

Evre 2: Prodromal evre: Hafif bellek kaybı vardır fakat bu genellikle normal unutkanlıktan ayırt edilemez

Evre 3: Hafif bilişsel bozukluğa ilerlenir. Kişi kaybolabilir veya kendini ifade ederken doğru sözcükleri bulmada zorlanabilir

Evre 4: Orta demans: Yakın bellekte zayıflama mevcuttur. Kişiler kendi geçmişleriyle ilgili bazı bilgileri unutabilir

Evre 5: Bilişsel bozulma devam etmektedir fakat bu noktada kişi günlük işleri için yardıma ihtiyaç duymaktadır. Kişinin kafası karışıktır ve pek çok kişisel detayı unutmaktadır

Evre 6: İleri demans: Kişinin sürekli gözetim ve bakıma ihtiyacı vardır. Hastalar ailesinin pek çok ferdini ve arkadaşlarını tanımakta başarısız olur. Kişilik değişiklikleri meydana gelmektedir.

Evre 7: Hastalar motor semptomlar gösterirler, iletişim kurmada güçlük yaşarlar, idrar ve gaita kaçırmaktadırlar ve beslenirken yardıma ihtiyaç duymaktadırlar. Kişiler bu şikayetler nedeniyle ölüme yaklaşmaktadır.

AH TANISI NASIL KONUR

    Hastanın anamnezi ve nörolojik muayenesi dışında rutin laboratuvar testleri (tam kan, vitamin B12, metabolik panel ve TSH) istenmeli ve diğer nedenler dışlanmaladır. Bilgisayarlı beyin tomografisinde serebral atrofi (küçülme) görülebilir, AH’yi düşündürmekle birlikte başka hastalıklarda ve yaşla ilişkili değişiklerde de görülebilmektedir.

    Beyin omurilik sıvısı (BOS) incelemesinde beta amiloid 42 düzeylerinde düşme ve tau düzeylerinde yükselme preklinik evrede tanıya yardımcıdır. Elektroensefalografide (EEG) tipik olarak yaygın yavaşlama izlenir ama AH’ye spesifik değildir.

    Hastalığın erken evrelerinde hafif kognitif bozukluğu saptamada en güvenilir yöntem nöropsikolojik testleri uygulamaktır.

    Son zamanlarda volümetrik manyetik rezonans görüntüleme (MRG) kullanıma girmektedir. Volümetrik MRG, medial temporal lobda incelme olduğunu ortaya koymaktadır fakat bu durum aynı zamanda normal yaşlanmayla ilişkili bellek bozukluğuyla da ilişkilidir. Bu nedenle volümetrik MRG’nin AH tanısı koymadaki rolü henüz netlik kazanmamıştır.

    Fonksiyonel beyin görüntüleme teknikleri [PET (pozitron emisyon tomografisi), fMRG (fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme), SPECT (tek foton emüsyon bilgisayarlı tomografi)] AH’deki medial temporal lob ve parietal loblardaki disfonksiyonu haritalamak için kullanılmaktadır. Fakat bu görüntüleme tekniklerinin de AH tanısını koymadaki rolü henüz tam anlamıyla belirlenememiştir.

    Tanının konması için kişinin öyküsü ve nörolojik muayenesi ile yukarıda bahsi geçen yardımcı testlerden gerekli görülenler nöroloji uzman hekimi tarafından bir bütün olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.

AH TEDAVİSİ

    Alzheimer hastalığında iyileşme sağlayan bir tedavi henüz bulunmamaktadır. Sadece semptomatik tedaviler mevcuttur. Şimdiye kadar onaylanmış olan ilaçlar iki kategoriye ayrılmaktadır: kolinesteraz inhibitörleri ve N-metil D-aspartat (NMDA) antagonistleri.

KOLİNESTERAZ İNHİBİTÖRLERİ

    Sinir hücrelerinin birbirleriyle iletişiminde kullanılan ve hafıza, öğrenme ve bilişsel fonksiyonlarda önemli rolü bulunan bir kimyasal olan asetilkolinin düzeylerini artırarak etkilerini gösterirler.

    Bu grupta donepezil, rivasitgmin ve galantamin bulunmaktadır. Donepezil hastalığın her evresinde; rivastigmin ve galantamin hafif kognitif bozukluk ve demans evrelerinde kullanılmaktadır.

    En yaygın yan etkileri bulantı, kusma ve ishaldir. Uyku bozuklukları donepezilde daha sık görülmektedir. Vagal tonusu artırmalarından dolayı bradikardi (kalp atımının normal değerin altına düşmesi), kalp ritm bozukluğu ve senkop (bayılma) meydana gelebilir. İleri düzeyde kalp iletim bozukluğu olan kişilerde bu ilaçlar kontrendikedir.

N-METİL D-ASPARTAT ANTAGONİSTLERİ

    N-metil D-aspartat (NMDA) reseptörlerini bloke ederek hücre içinde kalsiyum toplanmasına engel olurlar. Orta ila ileri düzey AH tedavisi için onay almıştır. Yaygın görülen yan etkileri arasında dizziness (sersemlik hissi), vücutta ağrılar, baş ağrısı ve kabızlık sayılabilir. Kolinesteraz inhibitörleriyle kombine verilebilirler.

DİĞER TEDAVİLER

    Orta ve ileri evrelerde görülen anksiyete, depresyon ve psikozu da tedavi etmek önemlidir. Bu amaçla antipsikotikler ve antidepresanlar kullanılmaktadır.

    Çevresel ve davranışsal yaklaşımlar özellikle davranışsal problemleri gidermede yardımcıdır. Bunlara örnek olarak kişiye tanıdık bir ortam sağlamak, güvenli nesneler temin etmek, dikkati yeniden yönlendirmek, kapı kollarını kaldırmak ve kişiyi huzursuz edecek durumlardan uzak tutmak gibi basit yaklaşımlar, davranışsal sorunların yönetiminde çok yardımcı olabilir. Geniş ve ayrıntılı bilgilendirme için uzman doktora başvurulması önerilir.”

*Haber Merkezi

 

Bu haber 1498 kez okunmuştur.
  Yükleniyor...