Bayburt gibi bir şehir Müzesiyle Dünya markası olurken ISPARTA MÜZESİ KADERİNE TERK EDİLDİ..

25 Ekim 2021 09:26

Bu harabe görüntüsü
Isparta’ya yakışmıyor

Şehrimizin en hareketli noktalarından birinde yer alan Isparta Müzesi binanın depreme dayanıksız olduğu gerekçesiyle tadilata alınmıştı. Aradan uzun bir süre geçmiş olmasına rağmen bugüne kadar yenilenmesi konusunda hiçbir girişimde bulunulmadı. Adeta kaderine terk edildi. Her fırsatta Yöneticilerimizin Turizm'den daha çok pay alacağız söylemlerine karşın şehrimizin prestij yapılarından biri olan Isparta Müzesi konusunda duyarsız kalmalarını anlamakta güçlük çekiyoruz.
1960'lı yıllarda Isparta Müzesi yapımına başlanmış, inşaat süresi uzun yıllar sürmüştü. O zamanki gazete haberlerinde Müze Yapımı Yılan Hikayesine dönmüştü yolunda haberlemiz gazetemizde yer almıştı. Aradan uzun yıllar geçmesine rağmen Müzenin Kaderi değişmemiş olacak ki yine aynı yönde haberler yazmak zorunda kalıyoruz.

 

Abdurrahman YILDIRIM: 

Bayburt'tan dünya
markası çıkar mı?

 

Hala hafızalarda olmalı. 2000'li yılların başında Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Bayburt'ta bir konser verir. Konser sonrası halkla yapılan söyleşiler de yayımlanır. Konseri nasıl bulduğu sorulur. Vatandaşın biri “Çok güzel bir konser oldu. Devletimize çok teşekkür ederiz. Bayburt, Bayburt olalı böyle bir zulüm görmemişti” der.
Nüfusu az, gelişmişlik sıralamasında yeri düşük bir il Bayburt. Şartları zorlamanın anlamı yok ve bırakın buradan bir dünya markası çıkmasını, Türkiye markası çıkması bile çok zor denilebilir.
BAKSI MARKASI
-Ama önümüzde bir iyi örnek var. insanların ilk konutlarından esinlenilmiş ama modern mimariyle Bayburt'un kuş uçmaz kervan geçmez dağında kurulmuş Baksı Müzesi. Çoruh Nehri manzaralı ve 65 dönüm üzerindeki Baksı yaklaşık 20 yılda bir dünya müzesi haline geldi.
-Başta AB olmak üzere dünyadan pek çok ödüller de aldı. Uluslararası alanda ve Türkiye çapında ilin en önemli aktifi haline geldi. Bu müze artık Doğu Karadeniz ve Doğu Anadolu turlarının uğrak noktası haline geldi. Hem turlara yeni bir zenginlik kattı, hem turistlerin yolunu Bayburt'ta düşürdü. Artık Baksı Bayburt'un en önemli aktifi haline geldi. Baksı Müzesi'ni destinasyonlara koymayan yok.
-Baksı, ressam, sanatçı ve akademisyen Prof. Dr. Hüsamettin Koçan'ın doğduğu köyün adı. Müze kendisi tarafından doğduğu topraklara hizmet etmek ve geçmişi geleceğe taşımak amacıyla kurulmuş.
KURULUŞ FELSEFESİ
-Geçirdiği trafik kazasından 1.5 yıl sonra ilk kez geldiği Müze'de kendisiyle karşılaştık. Hüsamettin Koçan “Gurbetçi çocuklarının hasret dolu bekleyişlerine son vermek, sanatı doğduğu yere getirmek ve göçü önlemeye katkı sunmak için, bu projeyi başlattım” diyor. Müzenin mimarı ve felsefi yaklaşımını da söyle özetledi:
-Ancak bu müze bildiğimiz bir köy müzesi değil. Elbette köylüler müzede görevli olarak çalışıyor, köy ürünleri de sergileniyor, yöresel yemekler de yapılıyor. Yerellikse sonuna kadar var.
-Ama aynı zamanda bu yerellik çağdaş bir şekilde ve uluslararası boyutta bir sunumla yapılıyor. Sergiler açılıyor, şenlikler yapılıyor, atölye çalışmaları düzenleniyor, 500 kişilik bir amfi tiyatro salonu var. 450 öğrenciye burs veriliyor, Valilik aracılığıyla ihtiyacı olan öğrencilere hediye ediliyor. Müzeyi ziyaret ettiğimiz Temmuz 2021'de güncel sergi maskeler üzerine olanıydı.
-Müzeyi gezerken ressam ve akademisyen Hüsamettin Koçan Baksı'nın kuruluşunda felsefi yaklaşımını şöyle anlatıyor: “Büyük bir kültür ve dalgalanmalar içinden geçerek geliyoruz. Yerel kültür ve hafızayı çok değerli buluyorum. Gelenek dediğimiz yaşantıdır, geçmişten gelir ve geleceğe yönelir. Çağa adapte olmayan bir şey de yaşamaz. Bu açıdan her şeyi unutarak yenilenmeyi çok tehlikeli buluyorum. Bunu yaptığınızda hikayenizi de kaybedersiniz. Bu perspektifle geleneği çağa taşımak istiyoruz. Gelenek aynı zamanda dinamiktir. Dinamik olmazsa biter zaten.”
KADINLAR ÜRETEECEK
-Baksı Müzesi 15 yılda kendini ispatladı, sistemi oturttu, kendini geliştiren bir ekonomi yarattı.
-Şimdi ise yeni bir atılım peşinde. Baksı Müzesi'nin üretim bölümü 45 km uzaktaki Bayburt'un merkezine taşınacak. Bu iş için 8 dönümlük Çoruh Nehri kenarındaki arazi tahsisi yapıldı. Burada Kadın İstihdam Merkezi kurulacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan da destek sözü alındı.
-İlk aşamada 50 kadın istihdamıyla Baksı Markası altında burada el sanatları üretimi yapılacak. Sayı ikinci aşamada 100 istihdama çıkacak. Baksı Kültür Sanat Vakfı şemsiyesi altında oluşturulan Kadın Girişim Grubu işi yürütecek. Bu grupta tanınmış iş insanları ve akademisyenler yer alıyor.
NEDEN OLMASIN?
-Hüsamettin Kaçan “Birkaç yıl içinde Bayburt ve bu coğrafyanın kültürel hafızasını ürünlere ve el sanatlarına yansıtacağız. Bunu da çağa taşıyarak yapacağız” diyor.
-Hedef büyük. Yol uzun. Yerel bir kültürü geliştirip dünyaya satmak ve marka haline getirmek elbette çok zor, yapılmamış, başarılmamış bir iş. Büyük uğraş, beceri ve uzun vade gerektirebilir.
-Ancak bu hareket, gerekli olan yola çıkma cesaretini ve motivasyonu Baksı Müzesi'nin güçlü hikayesinden alıyor. Yola çıkmadan da herhangi bir sonuçlandırılamıyor. Bu durumda insan neden olmasın diyor?
Habertürk Gazetesinden alınmıştır.

Bu haber 1826 kez okunmuştur.
  Yükleniyor...