“AVRUPA BİRLİĞİNDEN GELEN FONLARI KİME VERİYORSUNUZ..”

22 Kasım 2022 16:27

Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve Avrupa Karma Parlamenterler Komisyonu üyesi İYİ Parti Milletvekili Aylin Cesur, kanun teklifi komisyonda görüşülürken ilgili bakanlık yetkililerine AB fonlarını AB'ye girmek için gerekli projelere kullanıyor musunuz diye sordu.
İYİ Parti Isparta Milletvekili Dr. Aylin Cesur'un konuşması

“Türkiye Avrupa Birliğine girmek istiyor ve maalesef sıkıntılarımız var.
Bugünkü toplantının konusu olan bu yardımların da esasında Avrupa Birliğine girme müzakerelerinde, bize durdurulmuş olan fasılları belki açma manasında veya yeni pencereler açma manasında kullanılmasının bir numaralı öncelik olması gerektiğinin altını çizmek istiyorum.
Avrupa Birliği 2020 Raporu'na göre maalesef işler parlak değil bizim bakımımızdan, Türkiye bakımından. Türkiye'de, demokratik kurumların fonksiyonlarında ciddi eksiklikler olduğu ve demokratik alanda gerilemesinin devam ettiği not edildi ve bu tabii ki çok uzun, kapsamlı bir rapor, o başlıklara burada girecek değiliz ama malum, insan hakları, Kıbrıs'ta yaşananlar, Doğu Akdeniz meselelerinde Türkiye bu gerilimden sorumlu tutuldu. Birçok başlık, Türkiye'de hak ve hukuk, özgürlükler ve para politikaları vesaire diğer konular tek tek not edildi. Bunlara rağmen bir de olumlu gelişmeler de var esasında Türkiye bakımından.
Mayıs ayında Macron'un öncülüğünde Avrupa Siyasi Topluluğu toplandı ve Türkiye'nin de buradaki ülkelere dâhil edilmiş olması, Avrupa'nın bakışı bakımından Türkiye için aslında hâlâ olumlu bir işaret olarak da algılanabilir. Hepimizin bildiği iç ve dış engeller önümüzde var hâlâ ve bunları aşmaya çalışıyoruz.
AB'ye girme konusundaki duraksamaları ve kapanan fasılları açabilmek için gerek bölgemizdeki olaylar gerek Türkiye'nin coğrafi konumu aslında önümüzde ve hepsini birlikte ele alınca; Türkiye olarak tarihî bir stratejik dönemeçte olduğumuzu vurgulamak istiyorum.
Bu manada, yine bu toplantının konusu olan bahse konu fonların, senelerdir dile getirilen soru işaretlerinin giderilerek kullanılması gerekiyor. Tabii ki bu fonlardan memnuniyetimizi, bunları almanın ve doğru kullanmanın faydalarını bildiğimizi ve bizim de bunu desteklediğimizi söylemek istiyorum ama bu soruların ve varsa şaibelerin de giderilmesi gerekiyor.
Öncelikli olarak ben bunu sormak ve cevabını Genel Müdürümüzden net duymak istiyorum: Bu kaynaklarla ilgili, STK'lara hibeler yapılırken, az önce vurguladığım Avrupa Birliğine girmemizi sağlayacak projeler bakanlık tarafından birinci öncelik alınıyor mu? Yani hani buna “evet” ya da “hayır” şeklinde bir cevap rica edeceğim.
Yine, gençlere yönelik, kadınlara yönelik, uyuşturucu mücadelesine yönelik, toplum sağlığına yönelik ana başlıkları önemsiyoruz. Bu tip projeleri öncelik alma durumunu önemsiyoruz; acaba Bakanlık tarafından bu konular tercih sebebi olarak ele alınıyor mu?
Belirlenirken kime verilecek bu fonla gelen destekler, neye göre belirleniyor, kriterleriz nelerdir?
Projenin rantabl olmasına mı bakılıyor, yoksa konusuna göre mi, fonu kime vereceğinizi neye göre belirliyorsunuz?
Bu fonların nereye, ne kadar aktarılacağı kısmı neye göre belirleniyor? Bunu bilmek isteriz.
Az önce sivil toplum kuruluşlarıyla iletişimin önemi vurgulandı. Daha önceki IPA projelerinde de bu konunun altı defalarca çizilmiş. Daha önceki zamanlara göre iyileşme olduğu ifade edildi, bunu memnuniyetle karşılıyoruz ancak hâlâ birtakım şikâyetlerin olmuş olması bunların da bir an önce giderilmesi konusunu tekrar gündeme getirmiş oluyor. Dolayısıyla, ne şekilde yapıldığını az önce vurguladınız ama bu STK'ların bilgilendirilmeleri acaba daha geniş bir şekilde ele alınabilir mi? Tüm STK'lar yeterince bilgilendiriliyor mu?
Bir hibe projesi olduğunda Bakanlık bütün STK'ların bundan bilgisi olduğuna dair bir denetleme yapıyor mu?
Bir ortak mesaj sistemi, mail sistemi dediniz ama mesela proje uzmanı olmayan STK'lara Bakanlık nasıl bir destek veriyor? Belki proje uzmanı olmayan küçük STK'lara proje uzmanı desteği verilebilir mi bakanlık tarafından mesela? Böylelikle bu rantabl olacak projelerin bir kısmının birtakım eksikliklerden kaynaklı olarak geride kalması acaba önlenebilir mi?
Kaynakların geri aktarıldığı süreçler oldu, baya sıkıntılı süreçler oldu; bunları engellemek bakımından az önce bahsettiğim hususları önemsediğimizin altını çizmem gerekiyor.
Bunun dışında, evet, “11 farklı sektör.” dediniz konuşmanızda, “11 farklı sektörde yapıyoruz.” dediniz. İşte, Türkiye'de özellikle, sağlıkta, eğitimde ve kırsal kalkınmada sosyal politikalar ayrılırken illerin tercihinde bu neye göre, hangi kriterler esas alınarak yapılıyor? Projenin rantabl olması ili tercih ederken, projeye göre daha önde tutulabilir mi? Ben il tercihi konusunun da neye göre yapıldığının da altını çizmek istiyorum.
Ve Sayıştay raporlarına yansıyan hususları önemsiyoruz. Başkan az evvel her ülkede olabilen şeyler dedi elbette başka ülkelerde de karşılaşılabilen böyle durumlar olabilir ama böyle diyip bunun bu şekilde üstünü kapatıp da geçemeyiz, bunları “Her ülkede vardı” deyip de kapatamayız. Elbette, Sayıştay'a yansımış hususların mümkün olduğu kadar sıfıra indirilecek düzeye gelmesi için devletin ve devletin tabii ilgili kurumlarının bu konudaki önleyici tedbirleri yasal çerçevede muhakkak çok iyi bir şekilde alması gerekiyor. Yoksa, Türkiye 'de yolsuzluk endekslerinde veya bunların da beraberinde getirdiği tabii birçok kırılmayla sefalet endekslerinde Türkiye önde gitmeye devam edecektir. Bütün bunları engelleyemediğimiz vakit, bu toplantının konusu olan Avrupa Birliğine uyum için çaba gösteren bizlerin bu çabalarının da karşılık bulabilmesi mümkün olmaz. Bunun için mümkün olduğu kadar global dünyada, herkesin her şeyi görebildiği bir dünyada bugün, bu şaibelerin ve Sayıştay tespitlerinin derinlemesine bir şekilde ele alınıp üzerine gidilmesi gerektiğini düşünüyorum.
•HABER MERKEZİ

Bu haber 1380 kez okunmuştur.
  Yükleniyor...