“Bütçeyi vatandaşın sağlığı yerine israfa ve betona ayırdınız”

22 Kasım 2020 15:26

İYİ Parti Isparta Milletvekili Dr. Aylin Cesur, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nun Sağlık Bakanlığı bütçesi üzerine görüşülürken yaptığı konuşmalarda iktidarın on sekiz yıl boyunca yaptığı yanlış sağlık harcamalarını eleştirdi. Cesur’un gündeminde bugüne kadarki bütçelerin vatandaş sağlığı yerine israfa ve betona harcanmasının yanında şehir hastanelerinin bütçeye getirdiği ağır yük vardı. Aylin Cesur komisyon görüşmelerinde, kullandığı istatistiklerle yine öne çıkarken, Türkiye’nin israflar sebebi ile sağlık alanında başka pek çok ülkenin gerisinde kaldığını kıyaslamalı bir şekilde ortaya koydu.

 İYİ Parti Isparta Milletvekili Dr. Aylin Cesur’un, Sağlık Bakanlığı bütçesi üzerine TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu görüşmelerinde yaptığı konu ile ilgili konuşması:

Sayın Bakan, Sayın Başkan, değerli Komisyon üyeleri ve değerli meslektaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Ben, çok kısa durumumuzu özetleyip daha sonra dostane olarak bir meslektaşınız, bir doktor olarak neler yapmak gerekiyor, kendi kaygılarımı ve kendi düşüncelerimi aktarmaya çalışacağım.

Durum şu üzülerek söylüyorum: OECD ülkelerinde istatistiklere baktığımızda pek çok alanda son sıradan çıkmayı başaramamış ve OECD ortalamasına çok uzak kalmış bir durumdayız. Vereceğimiz sayılara bakınca da bilinmeli ki en gerideyiz veya sondan ikinciyiz ve ortalamayı biz aşağıya çekiyoruz. Örnek verelim: Halk sağlığında çok gerideyiz, yetişkinlerde diyabet yaygınlığı yüzde 12, OECD ortalaması yüzde 6,4; 15 yaş üstü nüfus sigara içme oranı yüzde 26,5; OECD'de yüzde 18; birinci basamak sağlık hizmetlerinin kalitesini ölçmek için her yüz bin kişide astıma baktığımızda 425, OECD ortalaması 225; 65 yaş üzerine grip aşısı yapma oranı -geçmiş yılları en azından söyleyelim bu sene muhtemelen daha düşük olacak ama- yüzde 7, OECD ortalaması yüzde 41 ve bir yılda kişi başı doktora gitme sayısı 8,9; OECD'de 6,8.

Şimdi, bunlar sadece ufak doneler ama diğer ülkelere kıyasla bizim daha çok sağlık hizmetine, daha çok personele ve harcamaya ihtiyacımız var, bunlar bunun kanıtı ve koruyucu sağlık önlemlerinde yetersiz kalmışız, bunları gösteriyor. Kişi başı düşen sağlık harcamamız 1227 dolar, OECD ortalaması 3994 dolar. Niye dolar? Çünkü, tıbbi ekipmanları, teknolojik ilaçları dışarıdan dolarla alıyoruz o nedenle öyle dedim. Sağlık harcamalarının gayrisafi millî hasılaya oranı 2002'de siz geldiğinizde 5,2; bugün 4,2'ye düşmüş, OECD ülkelerine baktığımız zaman en çok düşen ülkeyiz ve ortalama yüzde 8,8. Sağlık harcamalarının toplam Hükûmet harcamaları içindeki payı bizde yüzde 10, OECD ortalaması yüzde 15.

Olması gerekenin altında olan bu harcamaların sonuçları da şu şekilde: Bin kişiye 1,9 doktor düşüyor hâlâ, OECD ortalaması 3,5; son sıradayız. Bin kişiye 2,1 hemşire düşüyor, OECD ortalaması 8,8; son sıradayız. 100 bin kişiye bizde 36 eczacı, OECD ortalaması 83; diş doktoru bizde 40, OECD 59,3. Doktor başına 4.765 muayene var, OECD ortalamasında doktor başına 2.181 muayene ve son olarak hastaneler... 1 milyon kişiye hastane sayısı bizde 19, yüzölçümü ve nüfusu bizimle benzerlik gösteren ülkelerde bu sayı 30-40 arasında ve 1 milyon kişiye düşen bilgisayarlı tomografi sayısı bizde 15, OECD ortalaması 27; manyetik rezonans görüntüleyici bizde 11, OECD 17; bin kişiye düşen hastane yatağı bizde 2,8 iken OECD ortalaması 4,7. Hâliyle hastanede kalış süresi de düşüyor; bizde ortalama 4,1 gün, OECD'de 7,7. Tesis ve hastanelerde 65 yaş üstü her bin kişi uzun süreli bakım yatakları sayısı bizde 8,7; OECD ortalaması 47,2.

Bunca veriyi niye saydım? Bununla şunu söyleriz biz: On sekiz yıldır ülkeyi siz yönetiyorsunuz. On sekiz yıllık iktidarınız boyunca bütçe yetersiz ve olanı da doğru kullanmadınız. Nerelere kullandınız, biraz da onlardan bahsedeceğim. Bu istatistiklerde yer alan 30 kadar ülkenin hepsinde en gerilerde olmayı başka türlü açıklayamıyorum ben ve 2021 bütçesine baktığımız zaman, 77 milyar 615 milyon liralık bütçenin genel bütçenin yüzde 5,8'ini oluşturduğunu görüyoruz. Eksiklikleri düzeltmek yönünde miktar artsa da maalesef vizyonu olmayan bir bütçe ortaya konmuş.

2020 bütçesine oranla baktığımızda yüzde 32 nominal bir artış var ama yüzde 12'lik enflasyonu hesaba kattığımızda artış yüzde 16'ya denk geliyor ve şehir hastanelerine bu yıl geçen yıla nazaran ilave 6 milyar lira ödeyeceğimizi düşünürsek OECD standartlarını yakalamak için ve salgınla mücadele etmek için bu bütçenin çok yetersiz olduğunu söyleyebiliriz. Üstelik lira cinsinden bütçedeki artışa rağmen geçen yıla göre dolar oranında da yüzde 17'lik bir azalma söz konusu, bir de böyle bakmak lazım.

Koruyucu sağlık önlemleri için 2021 bütçesinden 19 milyar 48 milyon lira yani yüzde 24,5'lik bir pay ayrılması öngörülmüş. Oysaki Sağlık Bakanlığı bütçesinin pandemi koşullarına uygun hâle getirilmesi, bu yıl için çok çok elzem, en elzem konumuz.

Bütçe neredeyse şehir hastaneleri için 2021'de ödenecek 16 milyar 392 milyon liraya denk yani aslında pandemiyle mücadele vizyonumuz yok! Ve şehir hastaneleri Bakanlığın elini ayağını bağlamış durumda. Ben sizi suçlamıyorum; genel, yapısal bir sorun yani size yardımcı olmak adına esasında bunları sayıyorum, meslektaşınız olarak. Geçen yıl yüzde 17,8'di şehir hastanelerinin payı, sonraki yıllarda bu pay daha da çok artacak.

Şimdi, bakın, Sayıştay tam olarak denetleyemiyor, ticari sır gerekçesiyle ihaleler, sözleşmeler gösterilmiyor ve Sayıştayın denetleme görüşünü etkilemeyen 37 bulgusundan 21 tanesi şehir hastaneleriyle alakalı. Hem bütçemizde ciddi büyüyen bir delik bu hem de usulsüzlükler çok fazla demek.

Paralar ve muhasebe usulsüzlükleriyle alakalı konular... Defalarca bu projeler verimsiz diye uyardık. İdeal verimlilik için 200, 600 yataklı pek çok küçük hastane yapmakla vatandaşın sorunları çözmek mümkündü. Kiralama hizmet bedelleriyle bütçeyi boyunduruk altına, geleceği de ipotek altına aldırmamak lazımdı. Tabii, bu sadece sizin döneminizde olmadı Sayın Bakanım, sizin şahsınızda değil bu söylediklerim, genel olarak söylüyorum. Cumhurbaşkanlığı yatırım programında genel bütçeyle 10 tane şehir hastanesinin yapımını devlet üstlenmiş, toplam 10 milyar 104 milyon lira maliyeti var. Madem bu fiyatlar bu kadar uygundu, niye şirketlere yaptırdığınız 11 hastane için bir yılda aynı miktarda kira ve hizmet bedeli ödemeyi kabul ediyoruz?

Ve soruyoruz: Neden İngiltere mahkemeleri bu konuda yetkili kılındı? Yüzde 70 doluluk garantisi nedir? Yok, diyorsanız ki "İhaleleri, sözleşmeleri göremiyoruz, nereden bileceğiz olmadığını?" Garanti meselesi mantıken yanlış, şöyle yanlış: Eğer koruyucu sağlık önlemlerini artırırsanız, garantilerin gerisinde kalıp daha çok garanti bedeli ödemek zorunda kalırsınız. Eğer koruyucu sağlık önlemleri az tutuluyorsa garantiler daha az ödenir, bu sefer de tedavi için harcanan masraf artar. Burada ciddi bir çelişki var, bunun için filozof olmaya gerek yok.

Şehir hastaneleri, ülkemizde sağlık alanındaki ihtiyaçları karşılama amacıyla çok iyi niyetle yola çıkıldığını farz etsek bile, sağlık alanında Cumhuriyet Tarihi boyunca bizi en fazla boyunduruk altına alan ve memleketi yokluğa mecbur bırakan en önemli israflardan biri olarak karşımızda, çok üzülerek söylüyorum.

*HABER MERKEZİ

 

Bu haber 1723 kez okunmuştur.
  Yükleniyor...